| Annemle senin, Noel'de bana Alet çantası verdiğini hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكّر عيد الميلاد... عندما قدّمتَ لي أنتَ وأمّي صندوق الأدوات |
| O bir Alet çantası zaten. | Open Subtitles | أنه صندوق الأدوات. |
| - O alet çantasını taşıyabileceğimden bile emin değilim. | Open Subtitles | أنت لست حتى متأكد بقدرتي على حمل صندوق الأدوات |
| alet çantasını getireyim. | Open Subtitles | سأجلب صندوق الأدوات |
| Yani, şu anda olan şey şu, doğa bize bir Alet kutusu sunuyor, ve biz farkediyoruz ki bu Alet kutusu genişletilebiliyor. | TED | وبالتالي ، ما الذي يحدث اليوم، الطبيعة تقدم لنا صندوق الأدوات ووجدنا ان هذا الصندوق يشمل الكثير من الأدوات |
| Siyatik yüzünden kendi alet çantamı taşıyamıyorum bile. | Open Subtitles | لا يمكنني حتى حمل صندوق الأدوات الخاص بي بسبب عرق النسا. |
| Tamam, herkes alet kutusundan uzaklaşsın! | Open Subtitles | حسنا، إبتعدوا جميعا عن صندوق الأدوات |
| Garajdaki alet çantasının dibinde 5000$'ım var. | Open Subtitles | لدي مبلغ 5,000 في أسفل صندوق الأدوات في المرآب. |
| Bizden daha iyi işler çıkaran ve daha zeki bir mimar bize bu alet kutusunu vermiş, ve şimdi nasıl kullanılacağını biliyoruz. | TED | هناك صانع افضل واكثر ذكاء منّا قد أعطانا صندوق الأدوات هذا وبمقدورنا الآن ان نستخدمه |
| Gümüs rengi .45 kalibrene gidiyorsun. Alet çantanda sakli. | Open Subtitles | ستذهب لإحضار مسدّس عيار 45 فضّيّ، تحتفظ به في صندوق الأدوات |
| Pekala, Alet çantası nerde? | Open Subtitles | حسناً، أين هو صندوق الأدوات ؟ |
| Alet çantası arıyorum. | Open Subtitles | أبحثُ عن صندوق الأدوات |
| Alet kutusu, alet kutusunu getir. Ben tutarım. | Open Subtitles | صندوق الأدوات، احضر صندوق الأدوات سأمسكها |
| Alet kutusu! | Open Subtitles | صندوق الأدوات! |
| alet çantamı düzenlemeliyim. | Open Subtitles | -يجب عليَ أن أذهب وأرتب صندوق الأدوات |
| Lynette'in alet çantamı koydugu yeri bulur bulmaz geliyorum. | Open Subtitles | (حالما أعرف أين تضع (لينيت صندوق الأدوات |
| Bu Hiro'nun adamları tarafından babamın alet kutusundan çalınmıştı. | Open Subtitles | هذا كان مسروقاً من صندوق الأدوات من قبل رجال (هيرو) |
| Evet, alet çantasının, Russ için olması dışında. | Open Subtitles | أجل، إلا أنّ صندوق الأدوات... كان لـ(روس) |
| Gümüş rengi .45 kalibrene gidiyorsun. Alet çantanda saklı. | Open Subtitles | ستذهب لإحضار مسدّس عيار 45، فضّيّ، تحتفظ به في صندوق الأدوات. |