| Bagajı açmadan önce öyle bir önüme atladın ki bana kalkan olmak ister gibiydin. | Open Subtitles | قبل أن تفتح صندوق السيّارة حاولت أن تمنعني |
| - Bagajı açarsanız çantalarınızı alacağım. | Open Subtitles | لو فتحت صندوق السيّارة سأقوم بحمل حقائبكِ |
| Bagajı açar mısınız lütfen? | Open Subtitles | هل لك أن تفتح صندوق السيّارة من أجلي، رجاءً؟ |
| Hadi. Kimse gelmeden kızı getir. bagaja koy. | Open Subtitles | هيّا، اجلب الفتاة قبل أن يأتي أحد، وضعها في صندوق السيّارة |
| Belki de bagaja bir şey koymak için gelmiştir. | Open Subtitles | ربّما جاءت لتخبئة شيءٍ ما في صندوق السيّارة. |
| Şimdi yapılacak ilk iş. Onu bagajdan çıkaralım; | Open Subtitles | لنبدء بالأشياء المُهمة أولاً، لنخرجه من صندوق السيّارة |
| Dün arabanın bagajında onun kramponunu buldum. | Open Subtitles | بالأمس، وجدتُ حافظة النعل خاصته في صندوق السيّارة |
| Bagajı kontrol etmediğim için kendimi kötü hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بالسوء لعدم تفحّص صندوق السيّارة. |
| Bagajı açın. | Open Subtitles | افتح صندوق السيّارة. |
| Bagajı aç. | Open Subtitles | دعونا نفحص صندوق السيّارة |
| Bagajı açın lütfen. | Open Subtitles | افتح صندوق السيّارة رجاءً. |
| Bagajı açık bıraktın! | Open Subtitles | -تركت صندوق السيّارة مفتوحاً . |
| Bana bir iyilik yap ve bagaja kendin gir. | Open Subtitles | اسدني معروفاً واركب صندوق السيّارة بنفسك. |
| Oz'u bagaja tıktım, bir köprü altına götürdüm, orada bir güzel dövdüm. | Open Subtitles | وحشرتُ (أوز) في صندوق السيّارة وقدتُ تحتَ الجسر، وعلّمته الإحترام |
| Siktir, ses bagajdan geliyor. | Open Subtitles | اللعنة. يوجد شخص داخل صندوق السيّارة. |
| Bağlı bir şekilde arabanın bagajında. | Open Subtitles | مقيّد في صندوق السيّارة. |