| Lambaya nişan aldı lambayı vurdu. | Open Subtitles | لقد صوبت وأصابت المصباح. لقد صوبت وأصابت المصباح. |
| Ben yokken o zavallı soytarıya ateş ettiğinde aslında neye nişan aldığını düşünmeni istiyorum. | Open Subtitles | الآن, بينما أذهب ما أريدك أن تفعله هو أن تفكر ماهو الشيء الذي أرتده حقا عندما صوبت على ذلك المهرج البائس |
| Seni vurduğumda aklım başımda olsaydı, kafana nişan alırdım. | Open Subtitles | اذا كنت مدركة عندما أطلقت النار عليك لكنت صوبت إلى رأسك |
| - Gözlerinde katillik vardı. | Open Subtitles | لقد صوبت بإتجاه عينيه |
| Bana silah doğrultmayı biliyorsun ama. | Open Subtitles | لقد صوبت بندقية عليّ، صحيح؟ |
| Başına silah dayayıp vurdun onu. | Open Subtitles | لقد صوبت المسدس لرأسة واطلقت عليه النار |
| Ona silah doğrultmuş olmam onu vurduğum anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط لأنى صوبت مسدس عليه لا يعنى انى قتلته |
| Ruslar bize saldırmaya başladığında kafana silah doğrulttuğum için özür dilerim. | Open Subtitles | آسف لأنني صوبت مسدساً عليك عندما هاجمونا الروس |
| Göğüsüne nişan aldım ve iki kez ateş ettim. | Open Subtitles | صوبت المسدس إلى صدره وأطلقت عليه النار مرتين |
| Göğüsüne nişan aldım ve iki kez ateş ettim. | Open Subtitles | صوبت المسدس على صدره وأطلقت مرتين |
| Burunlarına doğru nişan alın. | Open Subtitles | الآن وقد صوبت الأسلحة لرؤوسهم، فإن تم إطلاق النار... |
| Hayır, hayır, bozmaz, buraya nişan alırsam bozmaz. | Open Subtitles | لا، لا، لا، لن أكسره ليس إن صوبت هنا |
| İlkinde kafasına nişan aldım ama bacağından vurdum. | Open Subtitles | أول مرة، صوبت اتجاه رأسه و أصبته ساقه |
| Ben bacaklara nişan almıştım. | Open Subtitles | لقد صوبت على قدميك |
| Ata nişan almıştım. | Open Subtitles | لقد صوبت نحو الحصان |
| Lambaya nişan almıştım. | Open Subtitles | لقد صوبت على المصباح |
| Lambaya nişan almıştım. | Open Subtitles | لقد صوبت على المصباح |
| Kalbime nişan alsın. | Open Subtitles | تلك التي صوبت نحو قلبي |
| - Gözlerinde katillik vardı. | Open Subtitles | لقد صوبت بإتجاه عينيه |
| Bana silah doğrultmayı biliyorsun ama. | Open Subtitles | لقد صوبت بندقية عليّ، صحيح؟ |