| Herkes benim bir kurban olduğumu düşünüyor. Ben bunu seçtim. | Open Subtitles | الجميع يبدوا أنه يظن أني ضحيه , أنا أخترت هذا |
| Burada tek bir kurban var, beyaz bir kadın, 25-26 yaşlarında... | Open Subtitles | لدينا ضحيه واحده، انثى بيضاء ما بين 25 الى 26 سنه |
| "kaçırılan" genç, duyarlı kurban... korunmaya ihtiyacı olan, cinsel açıdan tecrübesiz, ve güçlü bir "kaçıran", işkencede ve insanları yönlendirmede uzman. | Open Subtitles | ضحيه صغيره، قابله للتحوير التجاء عديم الخبره الجنسيه |
| Çabaların boşa gidebilir, o gazeteci kendi merakının kurbanı olabilir. | Open Subtitles | الم تضع فى اعتبارك, ان المراسل قد يكون ضحيه لفضوله. |
| Olası bir cinayet kurbanı Audrey Parker'ın yazdıklarını gözden geçiriyorduk. | Open Subtitles | لقد قمنا باستعراض مجله ضحيه قتل محتمله اسمها اودرى باركر |
| Elk Nehri'ndeki kurbanın damağının arkasında bulundu. | Open Subtitles | وجدناه داخل حلق ضحيه لجريمه قتل قرب نهر الك |
| Sen sana söyleneni yap, Frank. Sen kurbansın. İnsanların seni becermesine izin verirsin. | Open Subtitles | انت ضحيه تترك الناس يفعلون ما يشاءون بك |
| Delillere bakılırsa, bir kurban daha olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | يعتقد أن الأدله تخبرنا أن هناك ضحيه أخرى |
| Ne zaman onun yanına yaklaşsan ruh hastası, zavallı, kendine güvensiz kurban haline dönüyorsun. | Open Subtitles | تتحولين إلى ضحيه محتاجه مثيره للشفقه بكل مره تقتربين منه |
| Ardından, son kurbanı, ve en genç olanı, onun her zamanki kurban seçimine uymuyor. | Open Subtitles | ومع ذلك فان آخر ضحيه له وأصغر بنت له على الاطلاق سقطت من مجموعة ضحاياه |
| Listene başka bir kurban daha ekleyebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تضيف ضحيه أخرى إلى قائمتك هذه المرأه ماتت |
| Bana saldırmıştı ama daha çok bir kurban gibiydi. | Open Subtitles | قد قامت بمهاجمتي فعلاً ولكنها كانت تبدو أقرب لأن تكون ضحيه |
| - İlk kurban. Ajan Clover Los Angeles'e gidiyor. Yarın daha çok bilgimiz olacak. | Open Subtitles | اول ضحيه اننا فى طريقنا الى لوس انجلوس وسوف نقابل الزوج غداً |
| Çoğunuz gibi ben de bu genç adamın bir kurban değil de ergen bir erkeğin çılgın fantezisini yaşadığını düşünüyorum. | Open Subtitles | أدرك أن الكثيرين أن يظنون هذا الشاب ليس ضحيه بل أنه يعيش أعظم أحلام الجنس بالمراهقه |
| Cehennem Evi'nin başka bir kurbanı olmanızı istemem. | Open Subtitles | انا لا أريدكى ان تصبحى ضحيه أخرى لمنزل الجحيم |
| Storm bir cinayet kurbanı olarak biliniyordu. | Open Subtitles | ستورم , كان يعتقد بأنه كان ضحيه لعمليه اغتيال .وذلك كنتيجه |
| Biliyorum Safford bir haksızlığın kurbanı olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | أوه ,نحن نعلم هذا جيداً و لكن السيد سافورد يشعر إنه ضحيه لظلم فادح |
| kurbanın vurulmasıyla ilgili neler anlatabilirsiniz? | Open Subtitles | ماذا يمكنك أن تخبرينا عن ضحيه الطلق الناري الذي أتى ليلة أمس؟ |
| Sen kurbansın. İnsanların seni becermelerine izin verirsin. | Open Subtitles | انت ضحيه تترك الناس يفعلون ما يشاءون بك |
| Tüm bunlar Mahesh'i şehit görmedikleri için oluyor. | Open Subtitles | هذا يحدث لان الناس لا يعتقدوا ان (ماهيش ) ضحيه |
| Ama şunu bilmeni istiyorum ki masum bir kurbana yardım ettin. | Open Subtitles | لكني أريدك أن تعرفي بأنك ساعدتي ضحيه بريئه |
| - Kalbi kırık bir kurbanım. | Open Subtitles | أنا ضحيه مفطورة القلب، أمسكني. |
| Kendisi tarihin en acaip hastalığının kurbanıydı. | Open Subtitles | كان ضحيه الظاهره الاعجب فى تاريخ الطب |