| Eziği bırak ve kahramanla takıl. Bugün büyük bir balık yakaladım. | Open Subtitles | أتركي السطل وأخرجي مع البطل فزت بعقدٍ ضخمٍ |
| Kuyruklu yıldızlar ve göktaşları büyük miktarda su rezervine sahiptir. | Open Subtitles | تحتوي المذنّبات والكويكبات الثلجية على مخزونٍ ضخمٍ من المياه |
| Çocuklarını buraya bırakma kararı veren kadınlar büyük stres altında. | Open Subtitles | المرأة التي تتخذ القرار بأن تتركَ طفلها معنا تحتَ ضغطٍ ضخمٍ نحنُ نتفهم ، لكن هذهِ المرأة احتطفت وقُتِلت |
| En az bin tane çok büyük volkan vardı. | Open Subtitles | هناك على الأقل ألف بركانٍ ضخمٍ للغاية |
| Yani eğer Kaliforniya sınırına büyük bir duvar inşa etmeyi planlamıyorsan, (Kahkahalar) Meksika sınırındaki duvar çok etkisiz kalacak. | TED | لذا إلا ان كنت تفكر في بناء حائط ضخمٍ على الحدود مع كاليفورنيا (ضحك) سيكون الحائط على الحدود مع المكسيك غير فعال نهائياً |