İnandığım şey uğruna hapse girmekle bir sorunum yok ama bu, savunucusu olduğum her şeye karşı. | Open Subtitles | ليست لدي أدنى مشكلة في الذهاب للسجن من أجل ما أؤمن به ولكن هذا ضد كل شيء أناضل من أجله |
- Yara izi olması gereken her şeye karşı isyankarlığı temsil ediyor. | Open Subtitles | لماذا تقول ذلك ؟ إنها علامة مُميزة للتحدي ضد كل شيء من المُفترض عليها أن تلتزم به |
Evet, inandığım her şeye karşı geliyor. | Open Subtitles | نعم, إنها ضد كل شيء أوؤمن به |
Bu benim inandığım her şeye ters bir durum. | Open Subtitles | أعني, هذا ضد كل شيء أعمل من أجله |
Bu, keşişlerden öğrendiğim her şeye ters düşüyor. | Open Subtitles | هذا يسير ضد كل شيء تعلمته من الرهبان |
Bu yaptığın halkımızın benimsediği her şeye ters düşüyor. | Open Subtitles | هذا ضد كل شيء يقف شعبنا من أجله |
Bu söylediği her şeye ters. Bana hayran olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | هذا ينطبق ضد كل شيء قاله بأنه معجب بي |
İnsanları Promisin almaya zorlamak, Jordan Collier'ın savunduğu her şeye ters düşüyor. | Open Subtitles | إجبار الناس لأخذ البروميسين يقف ضد كل شيء يؤيده (جوردن كولير) |