| Bugün olamaz. Burası benim katım. | Open Subtitles | ليس اليوم، فهذا طابقي. |
| Benim katım. | Open Subtitles | هذا طابقي |
| Benimle aynı katta kalan büyük bir deli kafilesi var. | Open Subtitles | ثمة مجموعة من الرجال المجانين يقيمون في طابقي |
| Benim katta bir kıza âşık bir çocuk var. | Open Subtitles | هنالك هذا الشاب في طابقي, و الذي يحب هذه الفتاة. |
| Benim kata geldik. Teşekkür ederim. | Open Subtitles | هذا طابقي ، شكراً لك |
| Benim katıma giriş iznin olmayacak. | Open Subtitles | لديك فقط إذن بالتواجد في طابقي |
| Benim katımda yaşayan çocuklu kadınlar var ve bebeğin biberonunu temizlemek için su dahi kaynatamıyorlar. | Open Subtitles | هناك نساء وأطفال في طابقي ولا يمكنهن حتى أن يغلن الغلاية حتى يتمكنن من تعقيم زجاجات أطفالهن. |
| Benim katımdaki Jill denen kız multiplayer oyun manyağı. | Open Subtitles | هذه البنت جيـل في طابقي إنها مجنونـة بإيفركويست |
| Benim katım. | Open Subtitles | هذا طابقي. |
| Burası benim katım. | Open Subtitles | هذا طابقي |
| Yani benim katta, bulimia hastası olmayan tek bir kız var. | Open Subtitles | أظن أن هنالك فتاة واحدة في طابقي و التي ليست مصابة بالنهم. |
| Bizim katta incil satarken karşılaştık ve düşündüm ki ikinizin bayağı ortak yanı var. | Open Subtitles | قابلتُها في طابقي تبيع كتب الإنجيل، و قلتُ أنّ بينكما الكثير من الأمور المشتركة. |
| Benim kata geldik, kapatmam lazım. Sonra ararım, tamam mı? | Open Subtitles | لقد وصلت إلى طابقي يا (سوزان) ، ينبغي علىّ الذهاب سأتصل بكِ لاحقاً ، حسناً يا (سوزان) ؟ |
| - Benim kata geldik. | Open Subtitles | - طابقي ! |
| Evet. Benim katıma gelmişiz. | Open Subtitles | أوه , صحيح , نعم هذا طابقي |
| Benim katıma geldik. Ameliyathanede görüşürüz. | Open Subtitles | إنه طابقي أراكم في العمليات |
| Hayır, benim katımda yok. | Open Subtitles | لا، ليست في طابقي |
| Üniversitede benim katımdaki bir kızın başına gelmişti: | Open Subtitles | لم أستطع حتي المشاهدة حدث هذا لفتاة في طابقي بوليميا |