| Eşek arıları avlarının sinir sistemini sokuyor ...ve onları felç ediyor ama etin taze kalması için avlarını öldürmüyorlar. | Open Subtitles | وهم أيضاً يقرصون كل جزء من جهاز الفريسة العصبي حتى يشلوها، بدل أن يقتلوها، لكي يحافظوا على اللحم طازجاً. |
| O tenekede kaç ay taze kalabiliyorsun? | Open Subtitles | ما المدة التي يمكن ان تظل فيها طازجاً داخل هذه العلبة المعدنية ؟ |
| Eğer silahım olsaydı, taze et yerdik. | Open Subtitles | إذا كان معي مسدسي، كنا سنأكل لحماً طازجاً. |
| Som balığı taze ve tok ve birazcık fazla pişmiş. | Open Subtitles | كان السلمون طازجاً ومتماسكاً ومستوي أكثر من اللازم بقليل. |
| Her gün taze mal alıyorum. Ekmeği bizim oradan getirtiyorum. Balığı Kaliforniya'dan. | Open Subtitles | أُحضر الطعام بالطائرة طازجاً كل يوم,الخبز من البلدة,و الأسماك من كاليفورنيا |
| Her hafta taze demliyorum, ama ara sira artiyor. | Open Subtitles | عادة أعد ابريقاً طازجاً كل أسبوع، حتى لو كان هناك ما تبقى من قبل |
| taze sıkılıp gelmediği için gözümün önünde yapmalarını istiyorum. | Open Subtitles | ليس طازجاً فى المطبخ لذا يجب عصره أمام عينى |
| Güneş doğmadan sana taze besin bulmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نجد لك غذاء طازجاً قبل أن تشرق الشمس |
| - Yaklaşık 4 litre kadar. Ve taze olmalı. | Open Subtitles | الطقس يقول جالون من الدماء و لابد ان يكون طازجاً أيضاً |
| Burada tıkılıp kalacaksak taze bir şeyler iyi gider diye düşündü. | Open Subtitles | ظنّت بأننا سنقدّر شيئاً طازجاً إن علِقنا هُنـا |
| Şef, fırından taze kurabiyeleri çıkartıyor. | Open Subtitles | يُخرج كبير الطهاة كعكاً طازجاً من الفُرن |
| Hava kötüyse ve kıyıdan taze yiyecek alamıyorsak bunu yeriz. | Open Subtitles | و هذا هو الطعام الذي نأكله عندما يكون الجو سيئاً. و لا يمكننا أخذه طازجاً مِن الشاطئ. |
| taze olursa ve doğru zamanda alınırsa zehri yok edebilir. | Open Subtitles | إذا كان طازجاً وأخذ في الميعاد إنه كان قادر أن يتصدّى للسم |
| Kontes törenle gömülmelerini istiyor ama daha önemlisi Kontes taze kan istiyor. | Open Subtitles | لكن فوق كل هذا تريد الكونتيسة دماً طازجاً |
| Ben taze meyve istedim Sabahın ilk ışıklarını alan meyve benim işime yaramaz ! | Open Subtitles | , أريد طعاماً طازجاً ليس لدي شئ لعمل الجيلي |
| Sıcak ve taze taze. Kokusu tüm sokaklara yayılıyor. | Open Subtitles | حيث يكون الكعك ساخن و طازجاً ، و تستطيع أن تشتم رائحته أينما كنت في الشارع |
| Annem, yani senin anneannen, taze bal almayı kafasına koydu. | Open Subtitles | أمي, جدتُك خطر ببالها أنها تريد عسلاً طازجاً |
| Şimdi Silverstar'ın sayesinde bir kaç bilet satana kadar aslanların taze et yediğinden emin olacağız. Ama benim en iyi atımı öldürdün. | Open Subtitles | والان بسببك فسوف يأكلون لحما طازجاً حتى يمكننا أن نبيع بعض التذاكر |
| Teknemiz var, taze balığımız var, annemin yemekleri var, her şey var. | Open Subtitles | لدينا قارب ونصطاد سمكاً طازجاً لدينا طبخ امي لدينا كل شيء |
| Üç hafta sonra... hala tazeydi. Öyle değil mi? | Open Subtitles | وبالرغم من ذلك ما زال طازجاً وجيد، حقاً؟ |
| Lokanta işinde olduğu gibi malzemelerin tazeliğini yitirmesini istemezsin. | Open Subtitles | مثل المطاعم , نريد أن نبقي المخزون طازجاً قبل أن يفسد |