| Eleştirel düşünmeye yaklaşımın farklı birçok yolu var fakat birçok sorununuzu çözmenizde yardımcı olabilecek 5 adımlı bir süreç mevcut. | TED | توجد طرق عديدة للوصول للتفكير النقدي. لكن هذه طريقة من 5 خطوات قد تساعدك في حل أي عدد من المشاكل. |
| Ölmenin birçok yolu vardır. Açlıktan ölmeyi de hiç sevmem. | Open Subtitles | هناك طرق عديدة للموت الموت جوعا ليس طريقتى المفضلة |
| Memeli olmanın pek çok yolu var. Asya’da bir at koşuyor, kurtlar Brezilya'da bacaklarını geliştiriyor. | TED | هناك طرق عديدة لتكون من الثدييات. القفزات 'رو في أوز. الحصان يركض فى آسيا ، و الذئب يتطور ركيزة الساقين فى البرازيل. |
| Bu sadece teorik bir konsept. Bu bilgileri elde etmenin çok yolu var. | Open Subtitles | هذا مجرد مفهوم نظري، وثمة طرق عديدة لتنظيم تلك البيانات |
| Radyo yarışmasında kazandığını söylersin... Bir sürü yolu var. | Open Subtitles | يُمكنك القول بأنكِ ربحتِ المبلغ في مسابقة بالإذاعة أو في مباراة ، هناك طرق عديدة |
| İnsanları birbirine yakınlaştıracak birçok yol var. | TED | في الحقيقة هناك طرق عديدة تمكننا من التواصل مع الآخرين. |
| Bunun çok farklı yolları var. | Open Subtitles | هنالك طرق عديدة لقول ذلك أنا اريد فقط أن أعرف أن إذا كان هنالك أصوات |
| Ve teknolojinin bizi yok etmesinin birçok yolu vardır. | Open Subtitles | وهناك طرق عديدة بواسطتها يمكن للتكنولوجيا أن تبيدنا |
| Birinin telefonunu kopyalamanın birçok yolu var. | Open Subtitles | يوجد طرق عديدة تستطيع بِها إستنساخ هواتف الأخرين, مفهوم ؟ لا تَقْلقِي |
| Bir arkadaşlığı yenilemenin birçok yolu vardır. | Open Subtitles | هناك طرق عديدة لاستعادة علاقة ما.. |
| Dramada, kötünün maskesini düşürmenin birçok yolu vardır. | Open Subtitles | "في الدراما،" "هُناك طرق عديدة لكشف الوغد." |
| Siz ya da bir arkadaşınız ihtiyaç duyuyorsanız yardım almanın birçok yolu var ve bu bilgilerin çoğu odamın ya da ana ofisin önündeki panoda yazılı. | Open Subtitles | إذن ، هناك طرق عديدة للحصول على المساعدة عندما تحتاج إليها أو إن احتاج إليها صديق ، اتفقنا ؟ و كل هذه المعلومات موجودة على اللوح خارج غرفتي |
| Bu hamleye bakmanın birçok yolu var. | Open Subtitles | هُناك طرق عديدة للنظر إلى هذه الحركة. |
| Hani Allah'a ulaşmanın pek çok yolu vardı ya... | Open Subtitles | مولانا، حول موضوع أن هناك طرق عديدة تقود إلى الله وهي بعدد البشر |
| - Açıkça diyorum ki söylemenin bir çok yolu var. - Merak etme ,Seni utandırmayacağım. | Open Subtitles | ـ ما أريد أن أقوله ، أن هناك طرق عديدة للكلام ـ هل أنت قلق من أن أحرجك؟ |
| Yapıyı değiştirmeden kum taneciklerini düzenlemenin pek çok yolu yüksek entropidir. | Open Subtitles | اذن، طرق عديدة لاعادة ترتيب حبيبات الرمل :دون تغيير البناء، تعني توازن حراري عالي |
| Bir evlilik bitince, buna uyum sağlamanın bir sürü yolu vardır. | Open Subtitles | عندما ينهار الزواج هناك طرق عديدة للمساعدة |
| Şimdi, virüs kapmanın bir sürü yolu var dedik. | TED | الأن هنالك طرق عديدة للإصابة بفايروس |
| İnternet zamanımızı harcama konusunda birçok yol ile geldi. | TED | وفرت لنا الإنترنت طرق عديدة لتضييع الوقت. |
| Bu şehirde birinin ölmesi için birçok yol var. | Open Subtitles | هناك طرق عديدة يا رجل لموت شخص بهذه المدينة. |
| Bunu yapmanın farklı yolları vardır. | TED | يمكن ان تكون هناك طرق عديدة لفعل ذلك |
| Bilirsin, birisini birisini sevmenin farklı yolları vardır. | Open Subtitles | تعرف ، هناك... هناك طرق عديدة للحب |