| - Beş dakika içinde bizi buradan çıkar. - Çıkış yolunu bilmiyorum. | Open Subtitles | ـ لديك خمسة ثواني لتخرجنا من هنا ـ لا أعلم طريق الخروج |
| İhtiyar bize hoşgeldiniz mi diyor yoksa Çıkış yolunu mu gösteriyor? | Open Subtitles | هل الرجل العجوز يرحب بنا أو يدلنا على طريق الخروج ؟ |
| Buranın tek çıkış yolu yukarısı gibi gözüküyor. | Open Subtitles | يبدو أن طريق الخروج الوحيد من هنا هو لأعلى |
| Orası çıkış yolu, ama onun için değil. Çabuk söyleyin. | Open Subtitles | إنه طريق الخروج ولكن ليس لها هي أخبريها بسرعة |
| çıkışı kaçırmayalım. Bütün gece burada kalamayız. | Open Subtitles | أبحث عن طريق الخروج من هنا 0 لن نستمر فى اللف هنا طوال اليل |
| Lütfen beni fotoğraf kulübesine geri götürün ve çıkışı gösterin. | Open Subtitles | رجاءً رجعنى في الكشك الفوتوغرافي ودلني على طريق الخروج |
| Çıkış yolunu bulmak için yeni kitabı okumalıyız. | Open Subtitles | نَحتاجُ لقِراءة الكتابِ الجديدِ لإكتِشاف طريق الخروج. |
| Bu yüzden size Çıkış yolunu gösterip durdu. Dindar değilsiniz, batıl inançlarınız yok, ...sarılacak hiçbir inancınız yoktu. | Open Subtitles | لهذا استمر في جعلك ترى طريق الخروج لستَ متدينا و لا تؤمن بالخرافات |
| Çorak Topraklar'dan Çıkış yolunu bize gösterebileceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | ظننته سيرينا طريق الخروج من الأراضي الوعرة. |
| 40 yıl önceymiş ama Çıkış yolunu hatırlayabileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | كان هذا قبل 40 عاما لكنه يعتقد انه يمكنه تذكر طريق الخروج |
| Bize Çıkış yolunu göstermeniz büyük nezaket. | Open Subtitles | من الرائع أن تطلوعنا يا رفاق على طريق الخروج |
| çıkış yolu çok basitti. Size bir lazanya bıraktım. | Open Subtitles | طريق الخروج كان سهلاً لقد تركت لكم لازانيا |
| Burası çıkış yolu olmalı. Geçen seferden hatırlıyorum. | Open Subtitles | لابد و أن هذا طريق الخروج أنا أتذكره من آخر مرة كنت هنا |
| Bu akşam bir çıkış yolu göstermek benim için büyük bir zevk. Karanlıktan çıkış yolu. | Open Subtitles | والليلة تغمرني سعادة عظيمة وأنا أعرض لكم طريق الخروج من تلك الظُلمات |
| Yani buradan çıkış yolu bulamazsam, bu fantezide sonsuza dek sıkış mı kalırım? | Open Subtitles | لذا إنْ لم أستطع إيجاد طريق الخروج من هنا فمن المحتمل أن أبقى عالقا في الوهم للأبد |
| Bahsettiğin şu çıkış yolu nerde? | Open Subtitles | اذاً ، اين طريق الخروج الذي كنتِ تتحدثين عنه |
| Kese kağıdından çıkışı bile bulamaz. | Open Subtitles | هو لا يستطيع يجد طريق الخروج من كيس الورق |
| Teşekkürler. çıkışı biliyorsun. Seni sonra arayacağım. | Open Subtitles | شكرا لك,انت تعرف طريق الخروج سأتصل بك الليله |
| Hadi. Oyunu kazandım. çıkışı göstereceğine söz verdin. | Open Subtitles | .هيَّا. لقد فزتُ في اللعبة لقد وعدتني بأن تدلَّني على طريق الخروج |
| Beyler, sizi geçireyim. | Open Subtitles | أيّها السيّدان، سأدلّكما على طريق الخروج |
| Su ve toprak burada birleşiyor. Yani bizim çıkış yolumuz burası. | Open Subtitles | ، إنه ماء و صخور ممزوجان مع بعضهما و هذا يعني طريق الخروج |