"طريق سريع" - Traduction Arabe en Turc

    • otoyol
        
    • otoban
        
    • otoyolda
        
    • çevre yolu
        
    • otobanı
        
    • otobanda
        
    • otoyola
        
    Dinle, zaten 9 üzerindeyim ama... burası koca otoyol, Kissel Bölgesi de öyle. Open Subtitles استمع لى انا فى طريق 9 لكنّه طريق سريع كبير وكذلك مقاطعة كيسسيل.
    O tarlanın diğer tarafında bir otoyol var. Open Subtitles هناك طريق سريع على الجانب الآخر من الحقل
    Adolf bana bir otoyol yapacak Kirkov'a kadar gidecek, ya da adı her neyse. Open Subtitles أدولف سوف يبنى لنا طريق سريع طول الطريق الي كيركوف أو اى ما تدعوها
    - 78'de yıl boylam, otoban ya da herhangi eyaletlerarası bir çıkış olabilir. Open Subtitles عام، أو خط طول، أو طريق سريع لولاية، أو مخرج بين أيّ ولاية.
    otoban hipnozu falan mı oldun? Open Subtitles تعرف، أصبحت، مثل، تنويم مغناطيسي أو شيء طريق سريع.
    Bu çok garip. Issız bir otoyolda kamyon çarpması. Open Subtitles كان ذلك فى منتهى الغرابه أن تصدمها عربة نقل فى طريق سريع قاحل
    Sadece bir çevre yolu var o da burası. Open Subtitles هناك طريق سريع واحد وهو الوحيد
    Berlin, batıya Sovyet Bölgesi'nden geçen bir otoyol ve demiryoluyla bağlanmıştı. Open Subtitles كانت برلين ترتبط مع الغرب بوساطة طريق سريع وسكة حديد التي امتددت عبر المنطقة الروسية
    Bir devriye arabası ve otoyol devriyesinin silahını almış. Open Subtitles أخذ سيّارة دوريّة و سلاحًا خارج سائق إنقاذ طريق سريع.
    İniş yapabileceğimiz düzlükte, 1,500 metrelik bir otoyol... araştırmanı stiyorum. Open Subtitles أريدك أن تبحث عن طريق سريع ممتد بطول 5 الاف قدم، مستقيم بحيث يسمح لنا بالهبوط
    Vücudunuzun bir otoyol olduğunu virüsün de çok kötü bir adamın kullandığı çok hızlı bir otomobil olduğunu varsayarsak bu aracın sebep olabileceği hasarı düşünün. Open Subtitles إذا أمكنك أن تتخيلي أن جسمك عبارة عن طريق سريع و الفيروس على أنه سيارة مسرعة جداً يقودها رجل سيء جداً
    Şimdiyse iki kaçık bağımsızla otoyol pazarlığı yapıyoruz. Open Subtitles واليوم اتفاوض مع نائبين معتوهين بخصوص تشييد طريق سريع
    Meksika'ya giden sadece bir otoyol var. Open Subtitles ولايوجد إلا طريق سريع واحد يوصل للمكسيك.
    Seninle birlikte olduğum sürece, otoyol kenarında bir karton kutuda yaşamakla bile mutlu olurum. Open Subtitles أنا سأكون سعيداً بعيشي في صندوق من الورق المقوّى تحت طريق سريع طالما أنني أكون معك.
    Buralarda otoban falan olmalı, değil mi? Open Subtitles كان من المفترض أن يكون هناك طريق سريع أو ماشابه , أليس كذلك ؟
    Evet, bir otoban olmalı. Open Subtitles أجل , كان من المفترض أن يكون هناك طريق سريع
    Birkaç yıl içinde buraya iki blok mesafede bir otoban yapılacak. Open Subtitles خلا بضع سنين سوف يبنون طريق سريع على بعد شارعين من هنا
    Bu sefer bir otoban köprüsü altında yaşayan iki ayyaş olalım. Open Subtitles هذه المرة سنكون مشردان يعيشان تحت طريق سريع
    Yağmurda havada olmak otoyolda olmaktan iyi. Open Subtitles هو أفضل لكي يكون فوق في الصب الجوي منه على طريق سريع في السيارات.
    Hangi çevre yolu? Open Subtitles اي طريق سريع ؟
    Neden otobanı mahallenin içinden geçirmek zorundasınız? Open Subtitles أعني، لماذا عليك بناء طريق سريع فوق هذا؟
    Almanya'nın sınırları dışındaki Polonya'da bir otobanda terk edilen bu spor arabayı tespit etti. Open Subtitles اكتشف سيارة رياضية تُخليّ عنها قرب طريق سريع بولندي بالضبط عند تقاطع الحدود .مع ألمانيا
    Otobüs Lincoln rampasında otoyola girdi. Open Subtitles جاءتْ الحافلةَ على ما يبدو في طريق سريع في لينكولن على التعلية.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus