| Kurbanlar göğüslerinden bıçaklanmış, sonra da büyük ihtimalle kendi kanlarında boğulmak üzereyken, vurulmuşlar. | Open Subtitles | الضحايا طعنوا في الصدر ثم محتمل وهم يختنقون بدمائهم أصيبوا بالرصاص سبب وفاتهم جميعاً |
| Baltimore yakınlarında boş bir arazide vahşice bıçaklanmış olarak bulundular. | Open Subtitles | وجدوا مذبوحين ومهجورين خارج بالتيمور . الضحايا طعنوا بوحشية . |
| Reston, Virginia'da üç ceset bulunmuş, üçü de birer hafta arayla vahşice bıçaklanmış ve poz verdirilmiş. | Open Subtitles | "ثلاث جثث وجدت في "راستن" "فيرجينيا طعنوا بشراسة ثم مُوضِعُوا يفصل بينهما أسبوع |
| Arkadaşlarını sırtından bıçaklayan adamlardansınız. | Open Subtitles | الرجال الذين طعنوا اصدقائهم من الخلف |
| Arkadaşlarını sırtından bıçaklayan adamlardansınız. | Open Subtitles | الرجال الذين طعنوا اصدقائهم من الخلف |
| Köpeği bıçaklamışlar da ne demek? | Open Subtitles | ما الذي تعنيه بأنهم طعنوا الكلب؟ |
| Karındeşenin Gecesi nde bıçaklanma var. | Open Subtitles | الشخصية الأساسية تعرضت... .. للتسمم,في فلم ليلة الجزار عدة شخصيات طعنوا |
| bir veya daha fazla insanın da bıçaklanmış olabileceğini söylemiş. | Open Subtitles | أن الطائرة أختطفت وواحد أو اثنين قد طعنوا ! |
| İki kadın önden bıçaklanmış, John Tucker ise arkadan. | Open Subtitles | النساء طعنوا من الأمام، ولكن (جون تكر) طعن من الخلف |
| O bir doktor. bıçaklanmış! | Open Subtitles | لقد طعنوا الطبيب! |
| Uçakta bıçaklanma mı? | Open Subtitles | طعنوا على الطائرة؟ |