| Görevi iptal etmem gerekti, arabada çocuk vardı. | Open Subtitles | اضطررتُ الى الغاء المهمه، كان هناك طفلُ فى السياره |
| 21 yıl önceki yangından önce Seung Jin malikânesinde benim yaşlarımda başka bir çocuk var mıymış öğren. | Open Subtitles | قبل 22 عاماً ، قبل أندلاع الحريق فى قـصر مجموعة سيونغ جين ، اكتشـف ان كان هناك طفلُ اخر ما عداى |
| Malikânedeki yangınla üstü örtülen bir olayla herhangi bir karışıklık olmadan terk edilen bir çocuk vardı. | Open Subtitles | ولكن ، كان هناك طفلُ اخر نبذ والقى بعيداً بلا اثر حادثة الحريق التى دفنت تلك |
| Gerçekten bir çocuk daha istiyor musun? | Open Subtitles | هَلْ تُريدُ حتى إلى لَكَ طفلُ آخرُ؟ |
| Etrafta başka bir çocuk olması mümkün değil. | Open Subtitles | من المستحيل ان يكون هناك طفلُ أخر |
| Bu çirkin bir çocuk olmalı. | Open Subtitles | ذلك طفلُ قبيحُ واحد. |
| House, romantizm ya da yakınlaşma kapasitesi olmayan duygusuz bir çocuk. | Open Subtitles | (هاوس) طفلُ لا يهتمّ بالعواطف ولا يفهم الحميميّة أو الرومانسيّة |
| İyi görünümlü bir çocuk. | Open Subtitles | إن طفلُ وسيم. |