| İşte buradasın, yeni mezun oldun, gönüllü olarak dadılık yapacaksın. | Open Subtitles | وها أنتِ تخرجتى حديثاً من الجامعة اخترتى طوعا وظيفة معتوهه مربية أطفال |
| İkinci olarak, ve ayrıyeten... iğrenç Hudson nehrinde gönüllü olarak yüzdüğüne inanamıyorum. | Open Subtitles | وثانيا، وعلاوة على ذلك، أنا لا أستطيع أن أصدق كنت ستطبعها طوعا للسباحة في فوكين نهر هدسون. |
| Marston'a onunla gönüllü gittiğimi söyledim, böylece onu tutmak için sebepleri kalmadı. | Open Subtitles | و قالت مارستون اني ذهبت معه عن طوعا, لذا ليس لديهم عذر لاطلاق سراحه. |
| Yeni arkadaşlarını isteyerek bırakmakta pek gönüllü görünmüyordun ben de doğaçlama yapmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | كنت لا تبدو منحرفا لترك زملائك الجدد طوعا لذلك اضطررت إلى الارتجال |
| kendi isteğiyle girmemişti oraya, emin olabilirsin. | Open Subtitles | لأنه لم يكن ذلك طوعا, أستطيع قول ذلك لك. |
| ve burada gönüllü olarak kalabilirsin, yada seni hücreye kilitleriz. | Open Subtitles | ويمكنك البقاء هنا طوعا , او نحبسك بالزنزانة |
| Ahıra güç veren kişi bunu yapmaya gönüllü olmalı. | Open Subtitles | الشخص المحرك للحظيرة يجب أن يفعل ذلك طوعا في النهاية |
| Sadece bir tahmin ama bu pilotlar gönüllü gelmeye razı olmayan bir yolcuyu almış olabilirler. | Open Subtitles | مجرد تخمين هنا، ولكن أولئك الطيارين يمكن التقاط الركاب الذين لن يأتي على متن طوعا. |
| Ama kameramanlarımızın çoğu ve gazetecilerimiz, onlar Mısır'da gönüllü olarak yeraltına gittiler, Tahrir Meydanı'nda olan biteni bildirmek için. | TED | ولكن معظم مصورينا وصحفيينا عملوا في مصر سرا -- طوعا لينقلوا ما يحدث في ميدان التحرير. |
| Onlar köle değil, gönüllü çalışıp para kazanan inşaat işçileri | Open Subtitles | انهم ليسوا عبيدا . هم عمال بناء ... انهميعملونهذا طوعا وينالون عنه راتب |
| Ya gönüllü olarak istifa edersin ya da zorla. | Open Subtitles | إما أن تستقيل طوعا.. أو من خلال القوة |
| Bazen insanlar "gönüllü" deyince "zorunlu" kelimesini kastederler. | Open Subtitles | أحيانا عندما يقول الناس "طوعا" وهم يقصدون بذلك "إلزاميا" |
| Bunu gönüllü olarak mı taktın sen? | Open Subtitles | انتظر , انت ترتدى تلك القبعة طوعا ؟ |
| Mary isteyerek Narcisse'i aptal yerine koyuyor. | Open Subtitles | ماري لعبت طوعا على خداع نارسيس |
| Ama sadece bir kısmını ve bunu isteyerek yapıyorlar. | Open Subtitles | نعم، وهي جزء من حياتهم، وأنها طوعا. |
| Tamam, kendi isteğiyle gelmezse... her ne olursa olsun onu arabanın içine sokacağım. | Open Subtitles | حسنً ،الأن أسمعي إذا لم يأت معنا طوعا بعد ذالك علي أن أحضره الى السيارة مهما كان |
| Ayrıca maktulün sırtındaki izlere bakarsak suya kendi isteğiyle girmemiş. | Open Subtitles | بالاضافة الى ذلك، انطلاقا من علامات الفريق الاستشاري المشترك على ظهر الضحية، أنها لم تذهب إلى الماء طوعا. |
| Yoksa kendine saygısı olan hangi öğrenci bu mükemmel votkayı başka bir sebeple çöpe atar ki? | Open Subtitles | الآن، أي طالب يحترم نفسه يرمي طوعا فودكا جيدة؟ |
| Ama güç, kucağında seveceğin küçük, sevimli bir köpek değildir. | Open Subtitles | ولكن السلطة لاتأتي طوعا |
| İtirafını kendi rızasıyla imzaladığını bilmem lazım. | Open Subtitles | أحتاج لمعرفة بأنّه وقّع ذلك الإعتراف طوعا. |