Doğudaysa reis filler ailelerine çöl boyunca yol göstermeye devam ediyor. | Open Subtitles | .... بعيداً نحو الشرق قامت رئيسات عائلات الفيلة بقيادة عائلاتهن للغابات الصحراوية |
Tüm kazandıklarını ailelerine gönderiyorlar. | Open Subtitles | أنهُن يرسلنَ كل المال ألى عائلاتهن |
Etienne'nin hemşireleri her gece ailelerine gitmek zorunda. | Open Subtitles | تتمكن ممرضات (إتيان) من العودة إلى المنزل كل ليلة إلى عائلاتهن |
Ama bu aileleri için bir şeyleri değiştirdi. | TED | لكنه ساعد على تحسين وضعية عائلاتهن المادية. |
Çiftçiler. aileleri onlara tecavüz edebileceğimizi söylemiş. | Open Subtitles | الفلاحون ، من عائلاتهن قالوا لهن أننا سنغتصبهم |
Babam fahişelerin iğrenç olduklarını ve aileleri parçaladıklarını söyler. | Open Subtitles | أبي يقول أن هناك عاهرات مقززات ويحطمن عائلاتهن |
aileleri ve işverenleriyle birlikte yürüyen dadılar ve ev temizlikçileri... Bu aktivizm, bizi ev hizmeti sunan işçi hakları hakkında uluslararası bir anlaşmaya götürdü. | TED | مثل المربيات و مدبرات المنازل اللاتي سرن في مسيرات مع عائلاتهن و عائلات مخدوميهن ضمن لنا نشاطهم حصولنا على معاهدة دولية تتعلق بحقوق العمال المنزليين. |