| Mesela normal insanlarla bağlantılı şiddet içeren suçları. | Open Subtitles | جرائم عُنفٍ يتورّط بها أناس عاديين. |
| Mesela normal insanlarla bağlantılı şiddet içeren suçları. | Open Subtitles | جرائم عُنفٍ يتورّط بها أناس عاديين. |
| Burada normal bir sivil nüfustan söz etmek mümkün değil. | Open Subtitles | بالكاد يمكن للمرء الحديث عن سكان مدنيين عاديين |
| Normal çocuklarla, normal bir okula giderim. | Open Subtitles | سيكون عليّ الذهاب إلى مدرسة عادية مع طلاب عاديين |
| Sen kendin sıradışı dayı ve yeğen olduğumuzu söylemiştin. Her ne yaptıysam bile. | Open Subtitles | انت نفسك قلتى أننا لسنا مجرد خال و ابنة اخت عاديين مهما حدث بيننا |
| Bu, sıradan insanlarla, sıradan bir hayat yaşamak için sahip olduğun bir şans. | Open Subtitles | هذه فرصة لك لتحيا حياة عادية مع اناس عاديين |
| Kendinizi asker olarak düşünmekten vazgeçmeli ve kendinizi birer insan gibi düşünmeye başlamalısınız. | Open Subtitles | يجب أن تتوقفوا عن إعتبار أنفسكم جنود وتبدأوا بالتفكير بإعتبار أنفسكم أناس عاديين |
| Üzgünüm, biz normaliz. Senin gibi soğukkanlı değiliz! | Open Subtitles | أنا آسف, نحن أشخاص عاديين ولسنا منفتحين مثلكِ |
| Mesela normal insanlarla bağlantılı şiddet içeren suçları. | Open Subtitles | جرائم عُنفٍ يتورّط بها أناس عاديين. |
| Mesela normal insanlarla bağlantılı şiddet içeren suçları. | Open Subtitles | جرائم عُنفٍ يتورّط بها أناس عاديين. |
| Mesela normal insanlarla bağlantılı şiddet içeren suçları. | Open Subtitles | جرائم عُنفٍ يتورّط بها أناس عاديين. |
| Mesela normal insanlarla bağlantılı şiddet içeren suçları. | Open Subtitles | جرائم عُنفٍ يتورّط بها أناس عاديين. |
| Mesela normal insanlarla bağlantılı şiddet içerikli suçları. | Open Subtitles | جرائم عُنفٍ يتورّط بها أناس عاديين. |
| Mesela normal insanlarla bağlantılı şiddet içerikli suçları. | Open Subtitles | جرائم عُنفٍ يتورّط بها أناس عاديين. |
| Bence normal çocuklarla birlikte normal bir okula gidebilirsin. | Open Subtitles | أظن أنكِ يجب أن تذهبي الى مدرسه عاديه مع طلاب عاديين |
| Şimdiden sonra artık sadece boşanmış normal bir çiftiz. | Open Subtitles | بدءاً من الآن نحن مجرد مطلقان عاديين لسنا أصدقاء |
| Böylece dehşetli savaşlar ortasında kalan bir askerin, tek bir tuşa basılarak, evine dönüp normal bir vatandaş olarak hayatına devam etmesi sağlanacaktı. | Open Subtitles | حتى يتمكن الجنود من الإنخراط في رعب الحروب وبضغطة على الزر، يذهبوا لمنازلهم ليكونوا مواطنين عاديين |
| sıradışı insanlar hakkında yazıyorum. | Open Subtitles | أكتب عن الناس الغير عاديين وأحيانا متى أنا أعمل بحثي |
| Bu adamlar sadece sıradışı bir olaya karışıp bir şekilde hayatta kalmayı başaran sıradan adamlar. | Open Subtitles | انهم مجرد رجلين عاديين حدث ان وضعوا في موقف عجيب وصادف ان خرجوا منه علي القمة |
| sıradan bir okula gitmem gerekebilir. Merhaba çocuklar. | Open Subtitles | سيكون علي الذهاب إلى مدرسة عادية مع طلاب عاديين |
| -O akşam, sıradan bir çiftmişiz numarası yapmaya çalıştım. | Open Subtitles | هذه الليلة حاولت أن أدَّعى بأننا زوجين عاديين. |
| Bunu şöyle de düşünebiliriz; bu ağırlık, iki normal insan beyninin toplam ağırlığına tekabül ediyor. | TED | وحتى أضعكم في السياق، فإنه يعادل وزن دماغي إنسانين عاديين. |
| normaliz. | Open Subtitles | . نحن عاديين في الأشياء |
| Çoğu genç, bir kısmı olgun, daha az bir kısmı zengin, ancak çoğu sizin ve benim gibi sıradan insanlar olurdu. | TED | أغلبيتهم شباب، وبعضهم من كبار السن ونسبة قليلة تكون غنية، لكن معظمهم سيكونون أناسًا عاديين مثلي ومثلك. |