| Bir de, ses daha iyi çıksın falan diye başka bir gitarist getiriyorlar. | Open Subtitles | حسناً , سيحضرون عازف جيتار آخر من أجل صوت أكبر |
| Ama kız arkadaşın olarak, bir kamyonun arkasındaki gitarist, çok seksi. | Open Subtitles | ولكن بصفتي خليلتك عازف جيتار علي ظهر شاحنة أمر في غاية الإثارة |
| Toots Sweet isimli bir gitarist. | Open Subtitles | و على أن أجد عازف جيتار يدعى توتس سويت |
| En yetenekli gitaristle uyandım ama ölmüştü. | Open Subtitles | استيقظت بجانب أكثر عازف جيتار موهبة في العالم, لكنه كان ميتاً |
| Evrendeki tartışmasız en yetenekli gitaristle aynı yatağı paylaşıyordum. | Open Subtitles | أحد أكبر الفرق الغنائية في العالم وأتشارك الفراش مع ما يمكن ان يقال عنه أكبر عازف جيتار موهبة في الكون |
| (Kahkahalar) Geçmişte, engelsiz biri olarak bir gitaristtim. | TED | (ضحك) في حياتي السابقة كشخص قادر جسديًا، كنتُ عازف جيتار. |
| Şeytan olarak ortaya çıkışın batıl inançlı yaşlı bir gitaristi bir cadıyı ve yaşlı, deli bir adamı korkuttu diye ben de mi korkacağım sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد أن لك وضعيه خاصه كشيطان لأنك مجرد أفزعت عازف جيتار عجوز مخرف و هذه العرافه و الرجل العجوز المختل العقل |
| Beni cezalandırıyor. Kız kardeşi gitaristin biriyle beraberdi. Benden bitirmemi istedi. | Open Subtitles | إنه يعاقبني ، لأن شقيقته على علاقة حب مع عازف جيتار |
| Çünkü dünyadaki en iyi gitarist benim. | Open Subtitles | هذا لاننى افضل عازف جيتار فى العالم كله |
| Bir rock konserinde gitarist yere yığılmış. | Open Subtitles | -اي تشتت وذعر ؟ عازف جيتار انهار في حفل للروك |
| Ama inansaydım, bu solak, siyah bir gitarist olurdu. | Open Subtitles | لكن لو فعلت فسيكون . عازف جيتار اخرق |
| Ama inansaydım, bu solak, siyah bir gitarist olurdu. | Open Subtitles | لكن لو فعلت فسيكون . عازف جيتار اخرق |
| Ve Los Feliz'deki evine gittik. Birkaç gitarist vardı. | Open Subtitles | وذهبنا إلى بيت عازف جيتار في لوس فيليز |
| - Başka bir gitarist getiriyorlar mı dedin? | Open Subtitles | قلت سيحضرون عازف جيتار آخر ؟ أجل |
| En yetenekli gitaristle uyandım ama ölmüştü. | Open Subtitles | استيقظت بجانب أكثر عازف جيتار موهبة في العالم, لكنه كان ميتاً |
| Grunge grubundaki bir gitaristle, tıptan bir çocukla ve asil bir soydan geldiğinden emin olduğum şu fransız çocukla çıkmıştı. | Open Subtitles | لقد واعدت عازف جيتار بفرقة مُوسيقيّة، وطالب بمدرسة الطب وذلك الرجل الفرنسي، لكنّي شبه مُتأكّدة أنّه كان من عائلة مَلكيّة نوعاً ما. |
| Eskiden gitaristtim ama şimdi... | Open Subtitles | لقد كنت عازف جيتار |
| Geçen hafta kafede tanıştığım yeni bir gitaristi çektim. | Open Subtitles | لقد صوّرت عازف جيتار جديد قابلته بمقهى الأسبوع المنصرم |
| Öyleyse anlat bakalım, bu ölmüş bir gitaristin elinde ne arıyor? | Open Subtitles | إذن ربما تخبرنا لماذا وجدنا هذا فى يد عازف جيتار ميت |