| Bunu şu anda yüksek sesle söylemek gerçekten çok tuhaf. | Open Subtitles | أظن أن ذلك غريباً أننى أقول ذلك الآن بصوت عالى |
| Kolonilere saldırı gerçekleşmeden önce... - ...erişim yetkisi seviyeniz yüksek miydi? | Open Subtitles | قبل الهُجوم على المُستعمرات أكان لديك ترخيص أمنى عالى المُستوى ؟ |
| Aynı zamanda fikirlerini yüksek sesle söylediğin için bir kaç takımdan atıldığını biliyorum. | Open Subtitles | كما اعلم انكِ اطحتى بعدة فرق بالتحدث عما بعقلك فى النهاية بصوت عالى |
| Performans testler son derece yüksek bir IQ'sunun olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | اختبارات أدائه تشير الى أنه لديه مستوى ذكاء عالى للغايه |
| Kredi isteyenlere gereksiz yere pahalı subprime krediler verildi ve kredilerin çoğu onları ödeyemeyecek olanlara verildi. | Open Subtitles | وضع المقترضون بلا داعى فى وضع الاقتراض عالى المخاطرة و كثير من القروض أعطوا لأناس لم يكن باستطاعتهم رد القروض |
| Bu basit bir işlemdir çok yüksek bir iyileşme oranı . | Open Subtitles | هذه العمليه واضحت الخطوات غير ان معدل الشفاء بعدها عالى جدا |
| Bebek sağlıklı, herşey normal, fakat tansiyon umduğumdan az yüksek. | Open Subtitles | الطفل بصحة جيدة ونبضه طبيعى ولكن ضغط دمك عالى قليلا |
| yüksek topuklu giyiyor olması biraz ilginç değil mi? Öyle mi? | Open Subtitles | ألم تلاحظ شيئا غريبا فى ارتدائها كعب عالى ؟ |
| yüksek sesle, tartışıyormuş gibi konuşuyor hep. Sert birine benziyor. | Open Subtitles | يتحدث بصوت عالى,وبطريقة متعجرفة, ويُعطيك انطباعا بانه شخص عنيف |
| Eğer benim için bunu yapmayacağından emin olsaydım.... ...muhtemelen gidip bir yerlerde yüksek bir köprü bulurdum. | Open Subtitles | لو لم اكن متأكدة انك ستفعل هذا بى لربما كنت ذهبت الى مكان لطيف عالى |
| Bence söyledin. Hem de çok yüksek sesle söyledin! | Open Subtitles | اعتقد انك تكلمت واعتقد انك تكلمت بصوت عالى جدا |
| Girişte de yüksek gerilim. | Open Subtitles | عالى جهد ذات كهرباء اسلاك وهناك الخارجى المحيط على |
| Strannix gibi yüksek rütbeli gizli ajanlar büyük stres altındadır. | Open Subtitles | هم عملاء سريون على مستوى عالى مثل"إسترينكس"يعملون تحت ضغط كبير |
| Ama kira oranı Canton'da çok yüksek, bunu nasıl karşılayabiliriz.. | Open Subtitles | ولكن فى كانتون الايجار عالى كيف لنا سداده |
| - yüksek sesle söyle. - Siyahım ve bundan gurur duyuyorum. | Open Subtitles | قل ذلك بصوت عالى أنا أسود , وأنا فخور بذلك |
| Derecen o kadar yüksek ki herhangi bir sınıfa giremedin. | Open Subtitles | ليس هناك تصنيف لحالتك حتى لقد كان عالى جدا |
| yüksek düzeydeki teknolojilerine bakılacak olursa mantıken... ileri bir kültüre sahipler. | Open Subtitles | المنطق يقول ان مستواهم التقنى عالى ومتطور هم ثقافه متقدمه |
| Arasından geçmeye çalıştık, ama yüksek yoğunluklu bir alana dönüşünce... her şey alt üst oldu. | Open Subtitles | لقد حاولنا عبوره من منتصفه إلاّ أنّه تحوّل الى حقل عالى الكثافه جزءقليل من كلّ شيء |
| Köşelerde alçak ve yüksek. | Open Subtitles | بشكل أساسى مدى قريب عالى و منخفض في الأركان انه محكم الأغلاق |
| En fazla subprime kredi veren Countrywide Financial 97 milyar dolarlık kredi verdi. | Open Subtitles | مؤسسة كنترى وايد المالية أكبر مقرض فى الاقتراض عالى المخاطرة أصدرت ما يساوى 97 بليون دولار من القروض |
| Sen bir de benim ailemi göreceksin. Çok daha gürültülü kavga ederler. | Open Subtitles | كان لابد ان تسمعى والدى وهما يقولونها بصوت عالى. |
| Ama doktorlardan önce bebek ölüm oranları çok yüksekti. | Open Subtitles | ولكن قبل الاطباء معدل وفيات الاطفال كان عالى جداً. |
| Birinin ahlaksızları cezalandırması lazım. | Open Subtitles | يتحتم عالى أحد ما معاقبة المفسدين |