Ben de bir adamı odanın diğer ucuna fırlatabilirim. | Open Subtitles | اتعرفي، انا يمكنني ان القي برجل عبر الغرفة. |
Beni havaya kaldırdığı gibi odanın diğer ucuna fırlattı. | Open Subtitles | لقد رفعني من قدمي و قذفني عبر الغرفة |
Sonrasında hatırladığım tek şey odanın diğer ucuna uçması. | Open Subtitles | و أخر شيء أتذكره رؤيتها تطير عبر الغرفة |
Başka türlü beni nasıl odanın diğer tarafına atabilirsin ki? | Open Subtitles | لو لم تكن كذلك لما رميتني عبر الغرفة هكذا ؟ |
Sonra bildiğim şey, ön kapı tekmelendi 115 kiloluk kocaman bir adam beni odanın diğer tarafına fırlattı. | Open Subtitles | فجأةً وجدت الباب يركل ذلك الحيوان بـ 250 رطل يهددني عبر الغرفة |
Harold mendil kutusunu odanın diğer tarafına fırlattı. | Open Subtitles | أمسك (هارولد) بعلبة المناديل و ألقى بها عبر الغرفة |
Kafasını şarap kadehinden kaldırınca odanın karşı tarafından kendisine bakan Ölümü görür. | Open Subtitles | ينظر من على النبيذ ، ويرى الموت يحدق في وجهه عبر الغرفة |
Scott göğsündeki üç kurşun yarasıyla odanın karşı tarafına yürümüş olmalı. | Open Subtitles | كان على " سكوت " المضي عبر الغرفة بثلاثة جروح رصاص |
Yani sarhoş insanlar odanın diğer ucuna silah fırlatıyor. | Open Subtitles | \u200fلديكم أشخاص ثملون \u200fيلقون بالأسلحة عبر الغرفة. |
"Harold kâğıt mendil kutusunu kaptığı gibi, odanın diğer ucuna savurdu!" | Open Subtitles | أمسك (هارولد) بعلبة المناديل و ألقى بها عبر الغرفة |
Onu odanın diğer tarafına kadar kovaladın. | Open Subtitles | طاردتها عبر الغرفة |
odanın diğer tarafına fırlatılmış. | Open Subtitles | تم إلقائه عبر الغرفة |