| dahi bir programcı olabilir ama insan anatomisinde işe yaramaz. | Open Subtitles | ،ربما كان مبرمجاً عبقرياً و لكن ليس عبقرياً بالتشريح الآدمي |
| En azından hayatta bir kere, her insan bir dahi olabilir. | Open Subtitles | يصبح المرء عبقرياً على الأقل مرّة واحدة فى حياته |
| Ne yani, yaptığını anlamak için dahi mi olmak lazım? | Open Subtitles | هل تعتقد أنه عليّ أن أكون عبقرياً لأفهم ما تريد فعله؟ |
| zeki olmak yeterli değil, genç adam. Çok da çalışmalısın. | Open Subtitles | ،كونك عبقرياً ليس كافياً أيّها الشاب، عليك أن تعمل بجد |
| O adam bir dahiydi! Hata ettim. | Open Subtitles | ذلك الرجل كان عبقرياً ذلك الرجل كان نجاحاً متجسداً |
| Boşlukları doldurmak için dahi olman gerekmez. | Open Subtitles | لست بحاجةٍ لأن تكون عبقرياً حتى تتمكّن من ربط الأمور |
| Doktor onun üzerinde çalışıyor. 6 yıl çalışması sonucunda çocuk dahi oldu. | Open Subtitles | قام الدكتور بالعمل عليه بعد ستة سنوات ، أصبح ولداً عبقرياً |
| Doktor onun üzerinde çalışıyor. 6 yıl çalışması sonucunda çocuk dahi oldu. | Open Subtitles | قام الدكتور بالعمل عليه بعد ستة سنوات ، أصبح ولداً عبقرياً |
| Keşke ben de bir dahi olsam. Fizik bölümünde kendi laboratuarı var. | Open Subtitles | تمنيت لو كنت عبقرياً ، إنه يحصل على معمله الخاص في قسم الفيزياء |
| Bazı insanlar dahi doğarlar. Ellerinde değil. | Open Subtitles | البعض ولد عبقرياً , وليس هناك ضروره لمساعدة العبقري |
| Bende fark ettim. Bunun için dahi olmak gerekmez. | Open Subtitles | ، نعم ، لاحظت هذا لا يحتاج الأمر عبقرياً |
| - Hayır, anlamıyorsun. Onu dahi yapan da bu zaten. | Open Subtitles | هذا ما يجعل منه عبقرياً وهو أنه يستطيع أداء الكوميديا والدراما معاً |
| O bir dahi olabilir ama aynı zamanda kendine düşkün bir egoistti de. | Open Subtitles | ربما كان عبقرياً .. لكنه كان أيضاً مغفلاً .. مغروراً .. |
| Yaşadığınız zamanlar sizi zeki kıldıysa, önümüzdeki aylar sizi dahî yapacaktır. | Open Subtitles | إذا كانت تلك الأوقات جعلتك حاذقاً الشهور القادمة قد تجعلك عبقرياً |
| Babam bir dahiydi. Bir dahiyi öldürmezsiniz. | Open Subtitles | كان والدي عبقرياً، لا يجب أن يُقتل عبقرياً |
| - Kız akıl okuyan bir deha ama dondurma yemeği çözemedi. | Open Subtitles | عقول الفتيات الذى يكون عبقرياً لا تستطيع كيف تأكل كوب من الثلج |
| Titreşimleri köreltmek için tungsten bileşimini kullanmanın çok zekice olduğunu söylemek için geldim. | Open Subtitles | أردت القول فحسب أن إستخدام مكون التنغستن لتخفيفالإهتزازات،كان.. كان عبقرياً للغاية .. |
| Adam kötü olabilir ama dâhiydi. | Open Subtitles | ربما قد كان الرجل شريراً، لكنّه كان عبقرياً. |
| Hayır, sakın Dâhi bir mimar ile çalışmayın | Open Subtitles | لا، لا توظف أبداً مهندساً معمارياً عبقرياً |
| Öldüğü falan yok. Bu çok dahice. | Open Subtitles | إنه لا يموت، بل إنه عبقري أنت تشاهد عبقرياً الآن |
| Çok zekiydi fakat kendi kurallarına göre yaşıyordu. | Open Subtitles | لقد كان عبقرياً لكنّه عاش في كون أخلاقي خاص به. |
| Orochimaru bu savaş dönemi için paha biçilemez bir dahidir. | Open Subtitles | أنا لا انكر بأن اوروتشيمارو رجلاً عبقرياً في عصرنا هذا |
| Fakat bundan kurtulması dâhiceydi. | Open Subtitles | و لكن لا يمكنك أن تنجو بهذا كان هذا عبقرياً |
| - Bu pulu postalamak dahiceydi - Bundan hoşlandın mı? | Open Subtitles | أعترف , إرسالك الطابع البريدي كان عبقرياً |
| Eğer bir dahiysen faturalarının hesabını nasıl tutamıyorsun peki? | Open Subtitles | إذا كنت عبقرياً فلم لا تستطيع متابعة إيصالاتك؟ |