| Kendi adamı onu arkadan vurdu ve ölmesi için benim kapıma bıraktı. | Open Subtitles | أحد رجاله أطلق النار عليه في الظهر وتركه يموت على عتبة بابي. |
| Farkındayım. FBI'ın kapıma dayanması an meselesi. | Open Subtitles | أعلم ,أعلم , هي مسألة دقائق حتى يصل الإف بي آي إلى عتبة بابي |
| Bir sürü pislik içinde kaldım, kapımda ölüm tehditleri... | Open Subtitles | محلِّي عبارة عن فوضى، وهنالك تهديد بقتلي على عتبة بابي |
| Komplo teoristleri sürekli kapımda bitiveriyorlar. | Open Subtitles | أصحاب نظريات المؤامرة يظهرون على عتبة بابي طوال الوقت |
| Tüm ay boyunca beni görmezlikten geliyor... sonra da ansızın ortaya çıkıp kapımın önünde beliriyorsun. | Open Subtitles | لقد ظهرتي على عتبة بابي فجأة بعد ان تجاهلتني الشهر الفائت |
| kapıma işemeden düşünecektin onu. | Open Subtitles | كان عليك أن تفكر بهذا قبل أن تتبول على عتبة بابي |
| Her kim seni bu hale getirdiyse, senin bir daha bu halde kapıma gelmeni istemiyorum. | Open Subtitles | مهما يكن الأمر الذي أنت متورط به فلا أريد منك أن تجلبه إلى عتبة بابي. |
| Beyinde empatinin işlendiği yeri kutulara koyup kapıma bırakmış olabilir. | Open Subtitles | من المحتمل أنّه علّب بعضًا منها... وتركها على عتبة بابي |
| Üç gün önce, birisi kapıma bir kutu bıraktı, içinde bir silah hiç tanımadığım birinin fotoğrafı vardı, benden onu öldürmemi istiyorlar. | Open Subtitles | منذ ثلاثة أيام، أحدهم قد وضع صندوق أمام عتبة بابي وبه مسدس وصورة لشخص لم أقابله يوما ويريدون مني قتله |
| Angela'nın, Emma'yı kapıma bıraktığında imzalayıp tek vekaleti bana verdiği kağıdı bulmalıyım. | Open Subtitles | انا بحاجه لإيجاد الورقة التى وقعت عليها أنجيلا عندما تركت إيما على عتبة بابي تعطيني فيها الوصاية الوحيدة |
| Evet. Gecenin 4'ünde sarhoş şekilde kapıma dikildi. | Open Subtitles | أجل، الشقيّ الصغير ظهر ثملًا لدى عتبة بابي ليلة أمس بالـ4 صباحًا. |
| kapımda böyle belirmişken, ben de senin için aynısını söyleyebilirim. | Open Subtitles | أستطيع قول الشيء ذاته لك وأنت تظهر على عتبة بابي هكذا |
| kapımda görmekten korktuğum tek adam sen değilsin. | Open Subtitles | لست الوحيد الذي كنت خائفة من رؤيته عند عتبة بابي .. |
| S.H.I.E.L.D.'ın meşhur kanunsuz ile birlikte kapımda bitmesine şaşırdım. | Open Subtitles | كيف حالك؟ متفاجئ لرؤية شيلد في عتبة بابي و مع المقتصة المشهورة |
| Bir tanesi kapımda öldü ve beni dehşete düşürdü. | Open Subtitles | و أحدهم مات على عتبة بابي و أجفلني ذلك |
| Sadece kapımda haşarat yok. İnsan var. | Open Subtitles | إلا أنه بدلاً من الهوامّ عند عتبة بابي |
| Son isteyeceğim şey, senin kapımda olman. | Open Subtitles | آخر ما أحتاجه هو ظهورك على عتبة بابي |
| kapımın önünde dikilip hakaret mi edeceksin? | Open Subtitles | هل انت فقط ستجلس على عتبة بابي وتقوم بإهانتي ؟ |
| Ta ki sen... 40 yıl sonra kapımın önünde görününceye dek, | Open Subtitles | عندما.. ظهرت على عتبة بابي بعد أربعين سنة |
| Bizzat burada işte. Kasap kâğıdına sarılı hâlde kapımın önünde buldum. | Open Subtitles | وهذه هي بعينها وجدتُها على عتبة بابي ملفوفةً بورق جزّار |
| Tabii kapımın önüne kutuyu bıraktıklarında içinde sen vardın. | Open Subtitles | وطبعًا، جائني صندوقك أمام عتبة بابي وها أنتِ |
| Evet, hala kapımın önünü temizliyorum. | Open Subtitles | نعم مازلت أزيل آثارهم من عتبة بابي |