| Olur. Acele et, giyin ve öbür odaya gel. | Open Subtitles | عجل بالخروج من هذا الحمام ، ضع هذه الأشياء عليك وأدخل إلى الغرفة |
| Tekrar iyi misin? İyi, harika. hadi, Acele et. | Open Subtitles | ممتاز لقد تعافيت مرة أخرى هيا, عجل , لا وقت نضيعه |
| Sanırım yapabilirim. Çabuk olalım. | Open Subtitles | أظن أن بإمكاننا تحمله سنستطلع ذلك على عجل |
| Doğum gününüz. Biri size dana derisinden bir cüzdan veriyor. Kabul etmezdim. | Open Subtitles | إنه عيد ميلادك , شخص ما يعطيكى محفظة جلد عجل لن أقبلها |
| Ama onun yerine, insanlar yanımdan aceleyle geçti ve beni görmezden geldi. | TED | ولكن بدلاً من ذلك، واصل الناس طريقهم على عجل وتظاهروا بعدم رؤيتي. |
| Acele temizlemeye yolladığı giysileri de elimizde. | Open Subtitles | لدينا الملابس التى أرسلها للتنظيف على عجل |
| Tamam, başlamasına bir dakikadan az kaldı, Acele etmeliyiz. | Open Subtitles | حسنا، الآن أنها تبدأ في دقيقة لذلك علينا أن عجل. |
| Yavaş gidersen üç, Acele edersen iki gün. | Open Subtitles | ثلاثة أيام إذا ذهبت ببطء، يومين إذا كنت على عجل |
| hadi Acele et, hemen gidelim burdan. | Open Subtitles | يا، سانتوس. عجل بمؤخرتك يجب أن نذهب هكذا |
| Acele edelim beyler. Durmanız gerekenden daha fazla orada bulunmanızı istemiyorum. | Open Subtitles | دعونا على عجل عنه، وأنا لا أريد منك أسفل أطول من يجب أن تكون. |
| Ofise geri dönmek için Acele etmiyorsun bakıyorum. | Open Subtitles | أعتقد بأنك لست على عجل للعودة الى المكتب |
| Çabuk ol, Eliseo Amca. | Open Subtitles | عجل .. عجل يا عمي أتريدهم أن يقولون لقد تأخرنا ؟ |
| Döneceğin gün Çabuk gelsin ve çocuklarına barış getir. | Open Subtitles | عجل اليوم الذي ستعود فيه واجلب معك السلام لكافة ابنائك |
| O fırlatma kodları konusunda elini Çabuk tutsan iyi olacak. | Open Subtitles | أه اه. عجل أفضل مع تلك المدونات الاطلاق. |
| İşte karar, ben, ıstakoz ve mantar soslu dana eti alacağım. | Open Subtitles | في هذه الحاله، سأتناول السلطعون ولحم عجل ٍ مع كمأةٍ سوداء |
| Eğer dana yerine kuzu olsaydı tavadami isterdin fırındamı? | Open Subtitles | لو كنتَ ستأكل لحم بقر بدلا من لحم عجل هل تفضلها شريحة لحم أم مشوية؟ |
| aceleyle Kaşif adlı uydu füzeye yerleştirildi. | Open Subtitles | على عجل تم تركيب القمر الصناعي اكسبلورر عليه |
| aceleyle kaçacağımı bilsem başka zamana bırakırdım. | Open Subtitles | إذا كنت أعرف أن علي الفرار على عجل لأجلتها لوقت لاحق |
| Maddiyattan bahsetmişken Zitto'nun çiftliğinde iki kafalı bir buzağı öldü. | Open Subtitles | وبالكلام عن التوظيف عجل برأسين ميتا في مزرعة في صمت |
| Ayrıca birilerinin bizim için alelacele veya ahlâka aykırı hareket ettiğimizi söyleyebilmesini istemesin, değil mi? | Open Subtitles | و أنت لا تريد أن يقول أى شخص أننا قد تصرفنا على عجل أو بصورة غير أخلاقية ،أليس كذلك ؟ |
| Küçüldüler; hızlı yaşadılar, genç öldüler, çok az yediler ve çok hızlı ürediler. | TED | فأصبحوا أصغر ويعيشون حياة مليئة بالمخاطر ويموتون صغارا، ويأكلون قليلاً ويتكاثرون على عجل. |
| eğer yüzünüzde "Çok acelem var" ifadesi Olursa, istediğiniz kadar hızlı koşabilirsiniz. | Open Subtitles | إن كانت ملامحك تقول أنا على عجل.. فيمكنك الجري بالسرعة التي تريد |
| hemen bilgisayardan bir etek tasarladım ve taslağı yazıcıya kaydettim. | TED | فقمت على عجل بتصميم تنورة على حاسبي، وحملت الملف على الطابعة. |
| Katil balina çevresinde her yeni yavru sınırlı, bölüşülen kaynaklarla yeni bir can beslemektir. | TED | في بيئة الحيتان القاتلة، كل عجل جديد هو فم آخر يجب إطعامه باستخدام الموارد قليلة مشتركة. |
| Toplanma merkezlerinde bulunan ahırlarda ya da hızlıca inşa edilen barakalarda yaşadık. | Open Subtitles | فى معسكرات التجمع كنا نعيش اما فى اماكن كانت اسطبلات للخيول، و أما عنابر تم اعدادها على عجل |
| Ben Veal Marsala sipariş ettim, Veal Piccata geldi. | Open Subtitles | أعذرْني، هذا لحمُ عجل Piccata. l طَلبَ لحمَ عجل Marsala. |
| Acelen olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أنك كنت على عجل |