| teklifini kabul etmeyeceğimi ona söyledim. O zamandan beri bu masanın başındayım. | Open Subtitles | لقد أخبرته أنه متى قدم عرضه سوف أكون على مكتبي في الحال |
| teklifini kabul etmeyeceğimi ona söyledim. O zamandan beri bu masanın başındayım. | Open Subtitles | لقد أخبرته أنه متى قدم عرضه سوف أكون على مكتبي في الحال |
| Fazla beklemediler, yardım teklif edeli yarım saat olmamıştı. | Open Subtitles | لم يستمع لي, قتلوه بعد ساعة من عرضه للمساعده |
| Aklımın bir kısmı Glenn'i arayıp teklifi kabul etmeyi düşünüyor. | Open Subtitles | نصف عقلي يخبرني بأن اتصل ب غلين الآن وأقبل عرضه |
| Size bir sonraki göstermek istediğim belirli bir formda uçan bu küçük 20 robotun videosudur. | TED | ما أريد عرضه بعد ذلك مشهد من 20 من تلك الروبوتات تطير في تشكيل. |
| Tornado her zamanki gösterisini yapamadı. | Open Subtitles | وهو كان محرج ملعون. إعصار دوّار قديم لا يستطيع أن ينظّم عرضه العادي. |
| teklifini kabul edersem öldürüleceğim etmezsem de öldürüleceğim. | Open Subtitles | وهكذا سوف اُقتل لو قبلت عرضه وسوف اقتل لو رفضت |
| Onun ihale teklifini reddetmenizi ve yönetimin hisseleri yeniden yapılandırması kararını vermenizi öneriyorum. | Open Subtitles | أوصّيكم بقوة برفض عرضه بالتصويت لصالح إدارة إعادة هيكلة الأسهم |
| teklifini iki katına çıkardığımı farzetsek benim için bir şey yapar mısın? | Open Subtitles | نفترض أنى ضاعفت عرضه أتفعل شيئاً من أجلى؟ |
| Keskin nişancı okulu teklifini kabul ettin, değil mi? | Open Subtitles | لقد قبلت عرضه بالإنضمام إلى مدرسة القنّاصة، أليس كذلك ؟ |
| teklifini bir şartla kabul ediyorum. Muhbiri bulacak ve içeriyi temizleyecek. | Open Subtitles | أوافق على عرضه بشرط يجد الجاسوس وينظف جماعته |
| Onun teklif ettiğini verirsen tercihim sen olursun. | Open Subtitles | إذا عادلت عرضه فسوف يتحول الحكم لصالحك.. وداعاً إذا عادلت عرضه.. |
| Beni yakalatman için memur Khan sana ne teklif etti? | Open Subtitles | ما هو الاتفاق الذي عرضه .. عليك الضابط خان لكي تقبض علي؟ |
| - Oral yaparsam 1150'ye vermeyi teklif etti. | Open Subtitles | عرضه علي مقابل ألف ومئة وخمسين إذا قمت بإرضائه |
| Herhalde bu iyi teklifi geri çevirmeyi düşünmezsin, değil mi? | Open Subtitles | يمكنني أن أطمئن بأنك ستقبل عرضه اللطيف, لا ؟ |
| Yönetimin hisseyi yeniden yapılandırmasına oy vererek... bu teklifi reddetmenizi şiddetle tavsiye ediyorum. | Open Subtitles | أوصّيكم بقوة برفض عرضه بالتصويت لصالح إدارة إعادة هيكلة الأسهم تقديري |
| Marco Tempest: Bugün size göstermek istediğim şey, deneme sürecinde olan bir şey. | TED | ما أود عرضه عليكم اليوم هو نوع من تجربة |
| Sırrını çalman içindi, gösterisini geliştirmen değil! | Open Subtitles | لقد ارسلتك لسرقة اسراره , لا لتحسين عرضه |
| Bu, benim üzerinde çalıştığım,ATLAS dedektörü 44 metre genişliğinde ve 22 metre çapında | TED | هذا الذي أعمل عليه. يدعا بمجس أطلس عرضه 44 متر، وقطره 22 متر |
| Yazmayı bırakmamı ve gösterisi başlayana kadar kendime iş bulmamı söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنه يجب أن أبتعد عن كتاباتى و أن أجد وظيفة لحين يستأنف عرضه |
| Bu bir gösteri mahkemesi olacak, korkutmak için. | Open Subtitles | هذا سيتم عرضه, لعمل عبرة للآخرين |
| Yer alırdı, ve aldı bile çünkü onlar senin öneremediğin bir şey önerdi: | Open Subtitles | ،بلى , ولقد فعل ذلك لأنهم عرضوا ما لم يكُ بوسعكَ عرضه |
| Öyle zevkli ki 50 yıl oynayacak | Open Subtitles | سيستمر عرضه لخمسين سنة قادمة |
| gösterisine o kadar konsantre olmuş ki onu farketmiş görünmüyor. | Open Subtitles | لكنه يركز جيداً على عرضه حيث يبدو أنه لم يلاحظها. |
| Ama korkarım, size bütün sunabileceğim yer yatağı olacak. | Open Subtitles | لكن أخشى أن كل ما يمكني عرضه عليكم هو الأرض |
| Eee, dayını kendi şovunda görmek bayağı havalı bir şey olmalı hah? | Open Subtitles | أكيد أنه جميل أن ترى عمك النجم في عرضه الخاص، هه؟ |
| Toplam genişliği bir ondalık sayının genişliğinden 600 kez daha küçük. | TED | عرضه الإجمالي هو أصغر ب600 مرة من عرض جزء عشري. |