| Ve eğer öyle iseler, bazıları yanlışlıkla örneklerle beraber getirilmiş olabilirler. | Open Subtitles | وإذا كان الأمر كذلك، البعض من أنّهم قد شحن عرضيا في البعض من العينات. |
| yanlışlıkla renklilerle yıkamışım. | Open Subtitles | أنا عرضيا رميتها في واشنطن. . الذي كان عنده قميص أحمر فيه. |
| ABD Nüfus Sayım İdaresi'nde çalışan Howard Salt isimli bir federal memur dün Beyaz Saray'ın ön kapısına kadar gelmiş, güvenlik tarafından durdurulmuş, yanlışlıkla kendi silahıyla vurulmuştu. | Open Subtitles | ملح هاوارد، مستخدم إتحادي العمل على إحصاء السكان الأمريكي حصل على بقدر ما البيت الأبيض الباب الأمامي أمس حيث هو توقّف عند الأمن وضرب عرضيا ببندقيته الخاصة. |
| Öldürmediğin birini neden gömdüğünü açıklamak, kazara öldürüp, gömdüğünü açıklamaktan daha zor olur, değil mi Kaptan? | Open Subtitles | سيكون عليك جهد أكبر في شرح أمر جثة لم تقتلها و تدفنها من جثة قد قتلتها عرضيا و دفنتها ، صحيح ، أيها الكابتن؟ |
| ...yani biliyordum ki artık kazara beni aramayacaktı çağırmayacaktı, vesaire. | Open Subtitles | لذا عرفت بأنه لن يذهب لذلك النداء عرضيا بحث عنى، أو أى شىء |
| İnsanlar kazayla birini öldürünce de böyle diyor. | Open Subtitles | يقول الناس الذي عندما يقتلون شخص ما عرضيا. |
| Yemek için o kadar acele etti ki, yanlışlıkla köftelerden birini bütün olarak yuttu. Durumu çok kötüydü! | Open Subtitles | انه كان متحمس جدا، انه عرضيا إبتلع واحد بالكامل |
| Kızım onu, o gün yanlışlıkla ofisimden almıştı. | Open Subtitles | لأن أبنتي أخته من مكتبي عرضيا في وقت سابق من ذلك اليوم. |
| ...harika bilge, tatlı bir öykü... yanlışlıkla karşılaştığı bir şey hakkında. | Open Subtitles | ,أخبرني قصة ...قصة رائعة وجميلة وحكيمة حول شيء خطى داخلة عرضيا |
| Şu yanlışlıkla ırkçılık yapılan, parçalamak zorunda kaldığımız broşür. | Open Subtitles | حادثا عرضيا كدليل بإِنَّنا لا بُدَّ أنْ نُقطّعَ. |
| Erkek arkadaşımı patlattığım gibi yanlışlıkla birini patlatmak istemiyorum. | Open Subtitles | لم اكن ارغب بتفجير احد ما عرضيا كما فجرت صديقي |
| Virüs üzerinde çalışırken, yanlışlıkla kendisine enjekte etmiş olmalı. | Open Subtitles | هو must've عرضيا حقن نفسه بينما هو كان يعمل على الفيروس. |
| yanlışlıkla babamın seyahat çantasından almışım. | Open Subtitles | أوه، أخذته عرضيا من عدّة أبي الجوّالة. |
| Evimden bir şey kayboldu ve belki yanlışlıkla siz almışsınızdır diye düşündüm. | Open Subtitles | فقدت شيءا وربما أنت إلتقطته عرضيا |
| yanlışlıkla arabanı stop ettirmeyi unutmuşsun. | Open Subtitles | تعرفك عرضيا ترك ركض سيارتك؟ |
| kazara açık unutmuş olmalısın. Haydi, gidelim. | Open Subtitles | نت من المحتمل فقط تركته مفتوحا عرضيا , تعال لنذهب |
| - Evet, var çünkü hikâyeyi blogumda yazarken kazara gerçek adını kullanmak istemiyorum. | Open Subtitles | -بلى, هو كذلك, أنا لا أريد أن أقوم عرضيا باستخدام اسمها الحقيقي حين أكتب القصة في مدونتي. |
| Bunların hiçbiri kazara olmadı. | Open Subtitles | لا شيء من هذا كان حدثا عرضيا |
| June öldü. kazayla mı değil mi, kimse bilmiyor. | Open Subtitles | جون ماتت عرضيا او لا لا احد يعرف |
| Belki de mesaj kazayla silindi. | Open Subtitles | لربّما هو طهّر عرضيا. |
| kazayla bir İç Savaş'a karıştım... | Open Subtitles | .... كانت عرضيا متداخلا في حرب أهلية |