| Evet hatta o kadar harika ki, sana anında bir teklif yapardım. | Open Subtitles | .أجل ،بالواقع ، إنها مثاليّة لدرجة .أنني سأقوم بمنحك عرضًا بهذهِ اللحظة |
| 15 yıllık haber ve eğlence kariyerimden dokuz aylık işsizliğimden sonra ve bu görüşmede, giriş seviyesi bir iş için teklif aldım. | TED | بعد 15 عامًا في الأخبار والترفيه، تسعة شهور من غير عمل وهذه المقابلة الوظيفية، كان لدي عرضًا لوظيفة من مستوى مبتدئ |
| Uzun lafın kısası, teklif sunduk ve kabul ettiler. | Open Subtitles | وباختصار القصة الطويلة، وضعنا عرضًا وتم قبوله. |
| Peşinizdekilere ufak bir gösteri sunun. Böylece onları açığa çıkartırız. | Open Subtitles | قدِّم عرضًا مغريًا ضد من يطاردوكم، فهذا من شأنه استقطابهم. |
| O halde, bir şov izlemek için Warren ile yemeğe gidiyorsunuz. | Open Subtitles | -مفهوم إذًا تذهب مع وارن إلى مطعم للعشاء ثم تحضران عرضًا.. |
| Diyorum ki bırakıyorum. Hakkım olmayan bir teklifi kabul edemem. | Open Subtitles | وأنا رفضته، فلا يمكنني قبول عرضًا لست مخولًا لقبوله. |
| ve güneyde iş yapmaya başlayınca, kadına reddedemeyeceği bir teklifte bulundum. | Open Subtitles | وعندما تأزم عملها، قدّمتُ لها عرضًا لا تستطيع رفضه |
| Davalıya adil bir teklif kabul ettiremiyoruz. | Open Subtitles | ولم ننجح في إقناع المدعي بقبول عرضًا عادلاً |
| Diğer şirkete de bakacağım, bakalım bana daha iyi bir teklif yapacaklar mı? | Open Subtitles | سأسأل الشركة الأخرى سأرى إن كانوا سيقدمون لي عرضًا أفضل |
| Sevişirken başka teklif mi geldi? | Open Subtitles | ، لماذا؟ هل آتاكِ عرضًا آخر أثناء ممارستنا للجنس؟ |
| Parayı toplayacağım ve doğum gününüzden önce teklif belgelerini size vereceğim. | Open Subtitles | سأجمع المال وأقدم عرضًا رسميًا قبل عيد ميلادكم. |
| Onunla birlikte gitmemi sağlamak için çok iyi bir teklif yaptı ve bir ateşli saniye boyunca neredeyse kabul edecektim. | Open Subtitles | لقد عرض عليّ عرضًا مغريًا في محاولة منه كي أرحل معه ولثانية كنت على وشك ذلك |
| Bir çoğunuzun bildiği gibi, ben federal özel kuvvetlerden, onlara katılmam için teklif almıştım. | Open Subtitles | الكثير منكم يعلمون أني تلقيت عرضًا للعمل بقوة خاصة تابعة للمباحث الفدرالية |
| Güvendiğimiz kişileri arayıp yani ayrıcalıklı müşterilerimizi ve dostlarımızı diyelim çok cazip bir teklif sunuyoruz. | Open Subtitles | نحن نتصل بمن نثق وحسب، وبزبائننا المفضلين وأصدقاءنا أيضًا. لأن لدينا عرضًا جديدًا ورائعًا جدًا. |
| Bunun için, burada küçük bir gösteri yapacağım: Parmağımı birazcık kesip, minik bir damla kan alacağım. | TED | لذلك، سأقدم عرضًا توضيحيًّا سريعًا هنا.. هذه اللحظة التي سأقوم فيها بوخز إصبعي هنا وستخرج قطرة صغيرة من الدماء. |
| Zavallı Ulric, bahsi kaybetti "Dolarlara Rağmen Ölüm" popüler bir gösteri olabilirdi. | Open Subtitles | الموت من أجل المالرغم أن لعبة يمكن أن تغدو عرضًا شعبيًا. |
| Küçük bir gösteri çıkartacak gücümüz var aramızda. Tıpkı eski günlerdeki gibi. | Open Subtitles | لدينا القوّة فيما بيننا لنقدّم عرضًا بسيطًا، مثل الأيام الخوالي. |
| Herkes şov yapmak ister. | Open Subtitles | يريدون أن يصنعوا لأنفسهم عرضًا |
| - Benim üzerimden maaş teklifi alıp sonra da Robyn'e gitmeyi. | Open Subtitles | أفعل ماذا؟ تقدم لي عرضًا ثم تذهب إلى روبين |
| Bu sefer savaşmak yok. Ona bir teklifim var. | Open Subtitles | ليس للقتال هذه المرّة، بل إن لديّ عرضًا له. |
| Aldığım tekliflerle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir teklifti. | Open Subtitles | لقد كان عرضًا مغايرًا للعروض الذي قد تلقيتها طوال حياتي |
| İyi bir gösteri sergiledik. | Open Subtitles | نحن نقدّم عرضًا قويًا |
| Bu hafta sonu bir gösterimiz olduğunu söyledi mi? | Open Subtitles | هل أخبركِ أننا.. سنقدم عرضًا لعطلة هذا الأسبوع؟ |