| damarlarında akan kara kan her çamur doğumluyu birbirine bağlıyor. | Open Subtitles | الدم الأسود الذي يتدفق في عروقهم يربط جميع المخلوقات الطينية |
| Yüzüm hepsine damgalanmış kanımın damarlarında aktığı uzun bir sıra. | Open Subtitles | سلالة طويلة من شكلي مطبوع على وجوههم ودمي يجري في عروقهم |
| Bu da buralıların kendine özgü espri anlayışı... damarlarında Romalı ve Kelt kanı dolaşıyor. | Open Subtitles | هذا، أيضاً، يعكس روح هؤلاء الناس الذين يجرى الدم الرومانى . فى عروقهم |
| Evim, arazideki en iyi konukları ağırlayacak çocuklarımın damarlarında soylu kanı akacak. | Open Subtitles | منزلي سيرحب بخيرة البلاد وأطفالي سيحملون الدماء النبيلة في عروقهم |
| Elleri damgalı, damarlarında vampir kanı dolaşan ölü turistler var. Başa gelebiliyor. | Open Subtitles | سائحين موتى ذوي وشوم على الأيادي ودماء مصّاص دماء في عروقهم. |
| damarlarında dolaşan kan, benim de damarlarımda dolaşıyor. | Open Subtitles | أيّ أنّ الدماء التي في عروقهم تجري في عروقي. |
| Fakat, damarlarında kötülük olmasaydı hiçbir kardeş Siptah'ın Neferu'ya yaptığını yapamazdı. | Open Subtitles | لكن اي أخ لم يستطيع فعل ما فعله سبتاح لنيفرو بدون ان يكون الشيطان في عروقهم |
| Hala damarlarında dolaşıyor olmalı. | Open Subtitles | لا بد أنه ما زال يسير في عروقهم |
| damarlarında kara büyü geziyor | Open Subtitles | هناك سحر أسود يسير في عروقهم |