| Brewster, Amerikan Kongre Kütüphanesi'nin yaklaşık yirmi terabayt olduğunu söylemişti. | TED | بريوستر كان يقول أن مكتبة الكونغرس تعمل بحوالي عشرين تيرابايت. |
| Bu kürsünden indiğimde, artı bir konuşma ya da artı bir çılgın fikir, artı yirmi çılgın fikir kazanmayacağım. | TED | حين أنزل عن هذه المنصة لن أحصل على التحدث زائد واحد، الأفكار المجنونة زائد واحد، الأفكار المجنونة زائد عشرين. |
| Değil mi, baba? yirmi yıl önce oldukça heyecanlı biriydi. | Open Subtitles | لقد كان شاباً برياً إلى حد ما منذ عشرين عاماً |
| Normandie ve Batı arasında... burada biz ona... küçük yirmilik deriz. | Open Subtitles | بين مجمع نورماندي والغرب نقول هذا عشرين , عشرين , عشريني |
| O kalsın, ben sana bir birlik daha vereyim sonra bana sadece bir yirmilik verebilirsin. | Open Subtitles | احتفظي بها سأعطيك واحدة اخرى وعندها يمكنك ان تعطيني عشرين |
| Bir yüzlük, bir onluk, bahşişten de payına bir yirmilik. | Open Subtitles | مئة و عشرة و عشرين جزء من بقشيشك |
| 20 yil once bunlari goren kucuk cocugu korkutan iki sozcuk. | Open Subtitles | كلمتين وطفل صغير مرتعد منذ عشرين عاماً ستبدأ بتذكر الأمور معاً |
| Askerler Muhafız Alayım yirmi yılın sonunda size veda ediyorum. | Open Subtitles | الجنود حرسى القديم بعد عشرين عاما أنا هنا لاقول لكم |
| Üzgünüm. Sizin tarifinize uyan bir kazazede yirmi dakika önce öldü. | Open Subtitles | أعتذر فالشخص الذي طلبته مطابق للضحية الذي توفي منذ عشرين دقيقة |
| yirmi yıl önce, fidyeden gelen bir parayı bana bıraktılar. | Open Subtitles | قبل عشرين عاما , كنت أرعى بعض المال لبعض الخاطفين. |
| Bu başhekimimiz. Bu bir hasta. Bu da yirmi yıl sonraki halin. | Open Subtitles | هذا هو رئيسنا، هذا مريض، وهذه أنت بعد عشرين عاماً من الآن |
| Evet, açıldıklarından beri yüzmelerime yirmi tur daha eklemek zorunda kaldım. | Open Subtitles | ..نعم , منذ أن افتتحو أصبح لدي عشرين لفة أُخرى لسباحتي |
| Orada yirmi dakikadır diare olmuş beyefendinin tahtından kalkmasını bekliyordum. | Open Subtitles | لمدة عشرين دقيقة انتظر السيد كثير التغوط .الجالس على عرشه |
| Ben buradan belgesiz olarak en az yirmi kez geçtim. | Open Subtitles | أنا كنت أعبر من هذا الطريق عشرين مرة دون إذن |
| İki beşlik, birkaç tane birlik. Bir yirmilik var. | Open Subtitles | هذه خمستين، بعض منها هذه عشرين. |
| En azından bir yirmilik eder. | Open Subtitles | لا يقل عن عشرين بقعة. |
| yirmilik yeter mi? | Open Subtitles | عشرين دولار كافية ؟ |
| Al sana bir yirmilik. | Open Subtitles | حسنا، هذه عشرين |
| Bir onluk daha mı lazım? Belki de yirmilik. | Open Subtitles | ماذا تريدين، عشرة، ربما عشرين |
| 20 yıl önce bunları gören küçük çocuğu korkutan iki sözcük. | Open Subtitles | كلمتين وطفل صغير مرتعد منذ عشرين عاماً ستبدأ بتذكر الأمور معاً |
| Onu geri götürelim. Tüccar bize bir iki gümüşle teşekkürlerini sunabilir. | Open Subtitles | سنعيده إلى سيده التاجر قد يشكرنا ويعطينا عشر سنتات أو عشرين |