| Bu kızla cinsel ilişkiye girmek istiyorsan babasının hangi parfümü kullandığını öğren. | Open Subtitles | اذا اردت أن تكون لك علاقة مع تلك الفتاة, اكتشف نوع عطرها |
| Sevdiği parfümü sordum. | Open Subtitles | سألت العارضةايضا ما عطرها المفضّل ثانية واحدة |
| Her yere parfümünün kokusu sinmiş. | Open Subtitles | المكان ينضح برائحة عطرها. لقد أقمتما حفلة |
| Sanırım tüm Cleveland yolu boyunca parfümünün kokusunu duyacağım. | Open Subtitles | أعتقد أن بإمكاني شم رائحة عطرها طوال الطريق لكليفلاند |
| Her ne olursa olsun, onun parfümünü sürmen baştan çıkarmaya çalışmaların iğrenç. | Open Subtitles | على كل حال ، ما تفعلينه مقرف تضعين عطرها ، تحاولين إغرائى |
| Üzerindeki parfüm kokusu iyi bir başlangıç olabilir ya da hergün arabada bulduğum kullanılmış prezervatifler. | Open Subtitles | حسناً، رائحة عطرها ممكن ان تكون بدايه جيدة أو العوازل الذكرية المستعملة التي بالفعل أراها يومياً في قاع السيارة |
| Belki sadece roldü ya da öyle denk geldi bana ama kahvemin tadı Blair'in parfümü gibiydi. | Open Subtitles | ربما النظال كله تمثيل, وربما هي صدفه فقط. أن طعم قهوتي مثل عطرها. |
| Bilirisin, onun parfümü ilk başta biraz bunaltıcıydı fakat şimdi çok da umrumda değil. | Open Subtitles | وبالطبع رددت ♪ كان عطرها قوياً كثيراً في البداية ولكني الآن لا أعترض عليه كثيراً |
| Soruları, parfümü kadar başımı döndürüyordu. | Open Subtitles | أسئلتها تشعرني بالدوخة مثل عطرها |
| Sen ona seks hayatı ve parfümü hakkında sorular soruyorsun. | Open Subtitles | وانت تسألها عن حياتها الجنسية وعن عطرها |
| parfümü, gözlerimi yaşartacak kadar güzel. | Open Subtitles | "عطرها وعدُ حلوُّ يَجْلبُ الدموعَ إلى عيونِي" |
| Hatta yanında, onun en sevdiği parfümü de getirmiştin. | Open Subtitles | حتى انك احضرت ايضا عطرها المفضل. |
| Nefes alisinin sesini hatirliyorum parfümünün kokusunu. | Open Subtitles | ثم.. أتذكر صوت أنفاسها و رائحة عطرها |
| Onun parfümünün pis kokusu hala burnumda. | Open Subtitles | لاتزال رائحة عطرها العفنة ملتصقة بي. |
| parfümünün kokusunu alabiliyorum. | Open Subtitles | أستطيع شم رائحة عطرها. |
| Sıklıkla, onun hakkında hayaller görüyorum özellikle de onun parfümünü kokladığım zamanlar. | Open Subtitles | لكن في كثير من الأحيانِ، تأتِني صور لها، خاصّةً حينما أشمّ عطرها. |
| Ders için dışarı çıktığı zaman parfümünü kullanırdı. | Open Subtitles | هي كانت تلبس عطرها عندما توجّهت إلى صنفا. |
| annemin kendine aldığı... parfüm şişesini hatırlıyorum. | Open Subtitles | كل ما استطعت التذكر عن والدتي هو زجاجة عطرها |
| Her tarafta parfüm kokusunu alabiliyorum. | Open Subtitles | أشم رائحة عطرها في كل ذلك المكان |
| Bu yeni parfümün nedir? | Open Subtitles | ما عطرها الجديد هذا؟ السمك المدخن؟ |
| Kazağında onun Parfümünden var. | Open Subtitles | إنّ لديه عطرها بجميع أنحاء قميصه. |