| Ona sizinle konuşacağımı ve makul biri olduğunuzu söyledim. | Open Subtitles | لقد وعدتها أننى سأتحدث معك و أنك رجل عقلانى |
| Ama aynı zamanda masum biriyim ve bu konuya makul bir çözüm bulmak istiyorum. | Open Subtitles | ولكن فى نفس الوقت، أنا برئ, وأريد التوصل لحل عقلانى لتلك المشكلة |
| Saito için söyleyecek pek çok şey bulabilirim ama "makul", yeni bir kelime. | Open Subtitles | أستطيع أن أفكر فى أشياء كثيرة أسمى بها سايتو , ولكن " عقلانى " ؟ هذه جديدة |
| Bunlar olduğundan beri, Mantıklı bir yan arıyorum. | Open Subtitles | منذ أن حدث هذا وأنا أحاول فهم ما جرى بمنطق عقلانى |
| Eğer bana yardımcı olup Mantıklı davranırsan bundan kurtulmanın bir yolunu buluruz. | Open Subtitles | إذا تعاونت معى وكنت عقلانى سنجد حل لذلك، موافق؟ |
| Bir an için öyle mantıksız bir istek duydum ki buna karşı koydum. | Open Subtitles | كان لدىّ دافع غير عقلانى للحظة والذى قُمت بمقاومته |
| Anladım. Bu, mantıksız konuşma denilen şey, değil mi? | Open Subtitles | فهمت هذا ما يقال عنه حوار غير عقلانى? |
| Çok makul bir insan olduğun anlaşılıyor. | Open Subtitles | أرى أنكِ شخص عقلانى جدا |
| Ama bazı şeyleri nasıl bilebildiğim konusunda Mantıklı bir açıklama yok. | Open Subtitles | ولكن لايوجد شرح عقلانى كيف أشعر وأعرف الأشياء |
| Ancak aktörlerin gerçek mermilerle ateş etmelerinin Mantıklı bir açıklaması yoktu. | Open Subtitles | ولكن لا يوجد سبب عقلانى كي يطلق الممثلون الذخيرة الحية |
| Belki bize Mantıklı bir açıklamada bulunabilir. | Open Subtitles | ربما يمكنه أن يعطينا شرح عقلانى |
| Antik Yunanlılardan günümüze kadar filozoflar ve akademisyenler insanın esasen Mantıklı olduğunu tartıştı. | Open Subtitles | من أيام اليونان القديمة حتىعصرناهذا... الفلاسفة والمعلمين تجادلوا بأن الإنسان عقلانى. |
| mantıksız olduğunu biliyorum ama Alison'ın üzerindeki etkisi gerçek. | Open Subtitles | لا أنه عقلانى لكن تأثيره على أليسون... حقيقى |
| Antonius çok da mantıksız biri değildir. | Open Subtitles | . أنتونى" ليس بغير عقلانى تماماً" |