| Artı gençler, mantıksız davranmalarını sağlayan arzulara sahiptirler. | Open Subtitles | بالإضافة إلى ذلك ، يسيطر المراهقين على هوياتهم مما يجعلهم يتصرّفون بطريقة غير عقلانيّة |
| Kıza duygusal reaksiyonların kesinlikle mantıksız olma gibi bir yönü olduğunu söyleyin ya da aptalca. | Open Subtitles | ليست مرعوبةً بما يكفي أخبروها أنّ ما يميّز ردود الفعل العاطفيّة هو أنّها بالتعريف لا عقلانيّة |
| Ama sen bütün mantıksız, endişeli ebeveynler gibi en kötü olasılığı gördün. | Open Subtitles | لكنّكَ رأيتُ أسوأ سيناريو للحالة مثل جميع الآباء القلقين بلا عقلانيّة |
| Sadece senin çok yanlis kararlar almani engellemeye çalisiyorum. | Open Subtitles | -أحاول منعكِ من إتّخاذ خيارات غير عقلانيّة . |
| Sadece senin çok yanlış kararlar almanı engellemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | -أحاول منعكِ من إتّخاذ خيارات غير عقلانيّة . |
| Will'in birçok olağandışı ve mantıksız fikirleri oldu; talihsizce. | Open Subtitles | ويل) كان ضحية للعديد من الأفكار) الغير طبيعية والغير عقلانيّة |