| Bay Alvarez, California ceza kanununa göre yasadışı olan otomatik silah bulundurmaktan suçlanıyor. | Open Subtitles | السيد الفيس متهم فى حيازه سلاح غير شرعى طبقنا لقانونِ عقوبات كاليفورنيا |
| Bay Jenkins Kaliforniya ceza kanununun 4873 no'lu maddesine göre silahlı soygun ve cinayetle suçlanıyor. | Open Subtitles | السيد جينكنز متهم بجريمه كما مبين فى القسمِ 4873 مِنْ قانونِ عقوبات كاليفورنيا. |
| Şu son 24 saat içinde verdiğim cezalar kadar, hayatım boyunca ceza vermek zorunda kalmamıştım. | Open Subtitles | لم أفرض في حياتي عقوبات أكثر ممّا فعلت في الـ24 ساعة الماضية |
| Bu tamamen farklı cezalar gerektirebilir. | Open Subtitles | لربما يتطلب هذا تحديد عقوبات جديدة بالكامل |
| Hangi suç böylesine bir cezayı haklı gösterebilir? | Open Subtitles | مع الجريمة اي جريمة يمكن ان تبرر عقوبات كهذه |
| Yargılanmış cadıların cezaları küçük para cezalarından kazıkta yanmaya kadar varabiliyordu. | TED | ترواحت عقوبات الساحرات المدانات بين غراماتٍ وحرقٍ على العمود. |
| Eğer Güney Afrika'ya karşı yaptırım Kongre'den geçerse, buna vetoyla karşılık veririm. | Open Subtitles | إذا قرر الكونغرس بفرض عقوبات على جنوب أفريقيا، سأجبر على الاعتراض لهذه العقوبات. |
| Hükümet, dahil olduğunu düşündüğü şirketinizin bölümlerine yaptırımlar uygulayabilir. | Open Subtitles | من ان هذه الحكومة ربما تسن عقوبات ضد اي قسم من شركاتكم يعتقد انه متورط في الأمر |
| Bütün New York ceza Yasası'nı ve "ECAB" el kitabını okuyacaksınız. | Open Subtitles | عليكم قرأة كامل قانون عقوبات نيويورك و كتيب مكتب تقييم أوائل القضايا |
| Testte çıktığı gibi ceza memuru olmalıydım. | Open Subtitles | كان يجب أن أصبح ضابط عقوبات كما جاء في اختبار المهنة |
| Galaksi ceza Kanunları'na göre başkanı kaçırmanın cezası Traal'ın Kurt-gibi-acıkmış Cırtlak Canavarı'na yem olmak. | Open Subtitles | الآن, طبقاً لقانون عقوبات المجرة عقوبة الإختطاف الرئاسى هو أن تطعمى إلى وحش باجبلاتر المفترس من ترال |
| bunlar ceza değil. | Open Subtitles | أسبوعين إضافيين من العمل ليس هناك عقوبات أقصى |
| Bahisçiler de daha az bir ceza ile takas ederek borçlarını hafifletiyorlar. | Open Subtitles | والمحصلين يمسحون الديون مقابل عقوبات مخففة |
| Dışarıyı sızdırılması durumunda çok ağır cezalar uygulanacaktır. | Open Subtitles | عقوبات صارمة جدا على كل من يخرق احد هذه القوانين |
| Ve eğer döndüğüm zamana kadar bitmemişlerse seni temin ederim ki, oyunlardan daha kötü cezalar da var. | Open Subtitles | و إذا لم يتم إصلاحهم إلى ذلك الحين،حسنا هناك عقوبات أسوأ بكثير من المباريات، يمكنني أن أؤكد لك ذلك |
| Ayrıca teftiş prosedürünün gevşemesine rağmen yakalanacak kadar şanssız olanlara daha ağır cezalar verilmesini de onaylamıştır. | Open Subtitles | وان تتفقوا على انزال عقوبات على كل مزارع لايلتزم بالشروط بالرغم من انخفاض عدد المفتشين. |
| Yaptığım şey için sorumluluk almaya hazırdım vermek istedikleri cezayı ne olursa olsun çekmeye. | Open Subtitles | أنا على استعداد لاتخاذ مسؤولية ما فعلت، و اتخاذ أي عقوبات أنهم يريدون أن توزع بها. |
| Gözetimimdeki mahkumların hepsinin toplam 17000 yıldan fazla cezaları vardı. | Open Subtitles | ووجدت أنه في المجمل السجناء الذين تحت مسؤوليتي. لديهم عقوبات بأكثر من 17 ألف سنة. |
| Yani mesele sadece kaç denetmen olacağı, ne yaptırım uygulanacağı değil. | Open Subtitles | ما أقصده ليس فقط مسألة عدد المفتشين أو أيّ عقوبات |
| nükleer bilim adamlarının suikastları, ekonomik yaptırımlar, politik ayrımcılık.. | Open Subtitles | إغتيال لعلماؤها النوويين عقوبات إقتصادية، حصار سياسي |
| Buna uymamanın cezası büyüktü. | Open Subtitles | كانت هناك عقوبات مغلظة لمن لا يرتديها من اليهود |
| Herhangi bir mazeretsiz devamsızlıkta, okulda işlenen herhangi bir disiplin suçunda, bu anlaşmayı iptal edebilir ve beni istediğiniz bir okula gönderebilirsiniz. | Open Subtitles | أى غياب بدون أعذار, و أى عقوبات بالمدرسة يمكنك أن تبطل هذا الإتفاق و ترسلنى إلى أى مدرسة تريدها |