Kopya çekme, okulu asma, hırsızlık, dekanla ilişkisi olduğuna dair dedikodu bile çıktı. | Open Subtitles | الغش، التغيّب عن المدرسة، والسرقة، حتى شائعة أنّها على علاقة غراميّة مع عميد. |
Eğer bu kız ile bir ilişkisi varsa kayıtlara geçmiş olması lazım. | Open Subtitles | لو كان على علاقة غراميّة بهذه الفتاة، فلابدّ أن يكون هناك سجل. |
Liseye giderlerken Dahl ile ilişkisi olmuş. Dahl'la iki ay önce tekrar görüşmeye başlamış... | Open Subtitles | كان لديهما علاقة غراميّة في المدرسة الثانوية ولقد تواصلت معه قبل شهرين |
Sınırları bu kadar çizilmiş olan bir ilişki zamanla benim "tam macera" tanımıma uymuştu. | Open Subtitles | علاقة غراميّة محدودة بوضوح بالوقت والمساحة، وافقت تعريفي الخاصّ للمغامرة التامّة. |
Ona telefonlar geliyor olması bir ilişki yaşadığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | حسناً، بمجرّد أنّها تتلقّى مكالمات هاتفيّة فهذا لا يعني أنّها على علاقة غراميّة |
Sam'in onu aldattığını öğrendi. | Open Subtitles | إكتشفت أنّه على علاقة غراميّة. |
Babanız, başka bir adamla ilişkim olduğunu öğrenmişti. | Open Subtitles | إكتشَف والدُكم بأنني كُنت على علاقة غراميّة مع رجُل آخَر. |
Çünkü adamlarımdan birkaçı onun evinde bir ilişkiye ait kanıt arıyorlar. | Open Subtitles | لأنّ عندي أحد جماعتي في منزلها حالياً يبحث عن أدلة على وجود علاقة غراميّة. |
Doğal olarak da karısının ilişkisi olduğunu düşündü. | Open Subtitles | لذا بطبيعة الحال، إعتقد أنّها تُقيم علاقة غراميّة. |
Liseye giderlerken Dahl ile ilişkisi olmuş. Dahl'la iki ay önce tekrar görüşmeye başlamış... | Open Subtitles | كان لديهما علاقة غراميّة في المدرسة الثانوية ولقد تواصلت معه قبل شهرين |
Büyük ihtimalle evde bıraktığı için alyansını takmıyordu çünkü insanlar ilişkisi olduğunda bunu yapar. | Open Subtitles | على الأرجح، أنّها لمْ تكن ترتديه لأنّها تركته في المنزل، لأنّ هذا ما يفعله الناس عندما يُقيمون علاقة غراميّة. |
Bu adamın onunla bir ilişkisi vardı. | Open Subtitles | هذا هُو الرجل الذي كانت تُقيم علاقة غراميّة معه. |
- Castle... Bak, o gerçekten annesini ziyaret etmişse, ilişkilerinde çatırtı varsa ve o adamla bir ilişkisi olmuşsa bunu ilk bilen o olmaz mıydı? | Open Subtitles | اسمعي، لو كانت تزور والدتها حقاً، ألن يكون الرجل الذي تُقيم علاقة غراميّة معه، |
Arabada tek başına kahve içmesi ilişkisi olduğunu göstermiyor. | Open Subtitles | شرب قهوة لوحده لمدّة ساعتين لا تُعتبر علاقة غراميّة بتاتاً. |
Onun bir ilişki yaşadın mı? | Open Subtitles | هل أنتِ على علاقة غراميّة معه؟ |
Peki Vivien nasıl "genel bir ilişki"den "Toni Johnston'la ilişki" ye geçivermiş? | Open Subtitles | حسناً ، ولكن كيف يمكن لـ(فيفيان) الخروج من "علاقة غراميّة" عامةً لعلاقة غراميّة" مع (توني جونستون)؟ |
Johnson'un kurbanlarından biriyle bir ilişki yaşadıysanız siz de bu arzuya ve nedene sahipsiniz. | Open Subtitles | لو كنتِ على علاقة غراميّة مع أحد ضحايا (جونسون)، فلديكِ العاطفة والدافع |
- Demek onunla bir ilişki yaşıyorsunuz. | Open Subtitles | -إذن أنتَ معها على علاقة غراميّة |
bir ilişki yaşıyorlarmış. | Open Subtitles | لقد كانا على علاقة غراميّة. |
Maggie üzgündü. Cano'nun onu aldattığını düşündüğünü söyledi. | Open Subtitles | قالت أنّها تعتقد أنّ (كانو) يُقيم علاقة غراميّة |
Paniğe kapıldığımı düşünüyorsun çünkü bazı şapşallar benim Rance Howard ile ilişkim olduğu dedikodusunu yaymış. | Open Subtitles | أنتَ تفكّر أنني مذعورة، بسبب إنتشار بعض الشائعات الغبيّة بوجودي على علاقة غراميّة مع (رينس هوارد) |
Onunla bir yıl önce gece vardiyasında tanışmış ve bir ilişkiye başlamışlar. | Open Subtitles | لقد إلتقيا قبل عامٍ في مُناوبة مُتأخّرة وبدءآ علاقة غراميّة. |