| Sevgili Maestro, o öldüğünden beri bana kimse sizin kadar iyi davranmamıştı. | Open Subtitles | عزيزى المايسترو, لم يكن هناك شخص عطوف علىّ مثلك منذ ان ماتت |
| bana ismini verdi, güzel ismini. Onu koruyacağıma çok güveniyordu. | Open Subtitles | لقد وهبنى اسمه, وشرف عائلته, واعتمد علىّ لحماية هذه السمعة |
| beni hor görüyor, bana oyun oynuyorlar. Arzu ettiğim oğullar bunlar. | Open Subtitles | ربما يعارضوننى ويتأمرون علىّ وهذا يجعلهم أبناء من النوع الذى أريدة |
| İşletmecimin beni soktuğu vergi çıkmazından artık kendimi kefaletle kurtarabilirim. | Open Subtitles | الآن استطيع دفع الضرائب علىّ عندما يكون لدىّ وكيل اعمال |
| Söyle, benim için üzülmeyi bıraksın. Kendi emekliliğine mal olur. | Open Subtitles | اخبره ان يتوقف عن الجزن علىّ سيؤثر هذا فى معاشه |
| Bunun için idarî subayı bulmam gerek. Onu görün mü? | Open Subtitles | يجب علىّ التحدث إلى الضابط التنفيذي ، هل رأيته ؟ |
| Onu öldürdüğünüzü biliyorum. Sadece kanıtlamam lazım. | Open Subtitles | انا اعرف انك قتلتها, ولكن علىّ ان اُثبت ذلك |
| Burayı kiralayana kadar ben de duymamıştım. Ama şimdi sizi içeri götürmem gerekiyor, tamam mı? | Open Subtitles | وأنا أيضاً إلى أن إستأجر هذا المكان والأن يجب علىّ إدخالكم |
| Ama tahminimce bana oraya inanmam gerektiğini söyleyeceksin, doğru mu? | Open Subtitles | لكنى أظن أنك ستخبرنى أنه يجب علىّ, أليس كذلك ؟ |
| Bütün gün boyunca Çinli adamların gelip, bana selam verdiğini fark ettiniz mi? | Open Subtitles | هل لاحظت أن طوال اليوم اليوم رجال صينيين يأتون و يلقون علىّ التحية؟ |
| Bu çok bana be yavrum. Her şeyi de kazanla veriyolar İstanbul'da. | Open Subtitles | هذا كثير علىّ يابنى إنهم يقدمون كل شئ فى أوعية كبيرة باستانبول |
| Yani bina konusu gerçekten kapandı ve bana yalan söylediniz. | Open Subtitles | ـ إذن لقد مات المشروع بالفعل ، وانتما كذبتما علىّ. |
| beni suçlama adamım. Bu kahrolası pilleri daha bu sabah almıştım. | Open Subtitles | لا تلقى باللوم علىّ ماكس هو الذى اشترى بطاريته فى الصباح |
| Kral beni ve bebeğini buraya tıktığını... ..öğrendiğinde öfkeden kuduracaktır. | Open Subtitles | الملك سيغضب عندما يكتشف أنكِ تغلقين علىّ وعلى طفله هنا. |
| beni yanlış değerlendirip artık harika olduğumu düşünüyorsan ne güzel. | Open Subtitles | أنا سعيد لأنك أخطأتِ الحكم علىّ وتعتقدين الآن أنني رائع. |
| benim üzerimdeki etkilerini görmek için beklerken Dorothy L. Sayer'ın dramatik hikayesini izleyin. | Open Subtitles | بينما انت تنتظر لترى التأثير المحتمل علىّ يمكنك ان تشاهد احدى قصصنا الدرامية. |
| Bu sabah pek iştahım yok. Ayrıca, şehir merkezine gitmem gerek. | Open Subtitles | شهيتى ليست كافية ,كما أن علىّ الذهاب وسط المدينة |
| O manyağı yakalayıp buza koymam lazım, yoksa oraya ben gireceğim. | Open Subtitles | افعلى ما عليكِ فعله أعرف ما علىّ فعله علىّ النيل من هذا المعتوه وتجميده وإلا سأكون هناك |
| Anastomosis'i bağlamak gerekiyor. | Open Subtitles | علىّ أن أقوم بخياطة تفمم الأمعاء على شكل صرة نقود. |
| Bilirsin, ben düşüncesiz biri değilimdir. Güzel teklifini, geri çevirmek zorundayım. | Open Subtitles | أتعلمين، أنا لستُ حقاً هذا الشخص الذى تبحثين عنه،لذا علىّ الرفض |
| Yapabileceğim, yapmam gereken bir şey var mı? | Open Subtitles | تعرفى, هل هناك شىء يمكننى فعله؟ شىء ما يجب علىّ فعله ؟ |
| Şimdi ise şefin özel hastası ile uğraşmak zorunda mı kalacağım? Hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | لكن الآن يجب علىّ أن ألازم فتاة مريضة رفيعة المستوى, لا أعتقد ذلك. |
| Hayatım boyunca bombalamalardan, linçlerden ve dövülmelerden endişelenmem gerekiyordu. | Open Subtitles | لذا ، كان علىّ أن أقلق حول التفجيرات و الإعدامات والضرب طوال حياتى |
| Galiba sana seans için ödeme yapmalıyım. Bunun bir seansa dönüşmesi niyetinde değildim. | Open Subtitles | أشعر كأن علىّ أن أدفع لكَ , لم أقصد أن يتحول هذا لجلسة. |
| İtiraf etmeliyim ki, bu fikir beni hep baştan çıkartmıştır. | Open Subtitles | يجب علىّ الإعتراف بالأمر ، لقد أغرتني تلك الفكرة دوماً |
| Yaşadığım topraklara gidiyorlardı ve onları durdurmak zorundaydım. | Open Subtitles | لقد كانوا متّجهين إلى موطنى وكان لزامًا علىّ أن أوقفهم |