en azından bir bayana nasıl iyi vakit geçirteceğini unutmamışsın. | Open Subtitles | على الأقل لم تنس كيف تجعل فتاتا تمضي وقتا جيدا. |
Onu, düşündüğün kadar iyi tanımıyor olabilirsin, en azından...bundan sonra. | Open Subtitles | حسناً, ربمالم تعرفيهمثلمايُحتمأنتكونى. على الأقل .. لم يعد هذا يهًم |
Bunda bir suç yok. en azından şimdilik. Bunu yasaklamadılar. | Open Subtitles | هذه ليست جريمة بعد، على الأقل لم يُحَرِموا ذلك بعد. |
Senin olayında, Neyse ki hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | في السينارو الذي قلتي, على الأقل لم يحدث شيء |
Neyse ki bu 93'teki gibi olmadı haberlerin ve hödüklerin ne düşündüğü o kadar da önemli sayılmadı. | Open Subtitles | على الأقل لم يعد تمرد 93 ثانيةً مهما ترى الأنباء ومواقع الياهو |
Hiç olmazsa ben son 15 yıldır zengin bir adamın sırtından geçinmedim. | Open Subtitles | على الأقل لم أمضي الـ15 عاماً المنصرمة أقتات من مال رجُل غني |
Bu palyaço en azından Yahudi olup olmadığı mı sormadı. | Open Subtitles | على الأقل لم يسأل هذا المهرج عما إن كنت يهودياً |
en azından benim maymunum alaycı değildi ve sürekli saçma şakalar yapmıyordu. | Open Subtitles | حسناً, على الأقل لم يكن قردي ساخراً و يلقي بالنكات طوال الوقت |
en azından hiçbir şey hissetmemiş. Yaralar öldükten sonra açılmış. | Open Subtitles | على الأقل لم تشعر بشيئ فكلّ الجروح كانت بعد الوفاة |
Hey, ben en azından, seni annelik kursunun ilk gününde ekmedim. | Open Subtitles | على الأقل لم أتركك في أول يوم من صفوف تمارين الولادة |
en azından bu sefer ben değildim, değil mi bebeğim? | Open Subtitles | على الأقل لم يكن لي دخل بالموضوع هذه المرة حبيبتي؟ |
Deli annesi. Sarhoş babası. en azından babası Nazi değildi. | Open Subtitles | والد سكِّير، ولكنه على الأقل لم يكن نازياً مثل والدي |
en azından ben hiçbir şey yokmuş gibi davranıp kaçmadım. | Open Subtitles | أجل، على الأقل لم أهرُب، وأتصرّف كأنّ الأمر لم يحدُث. |
en azından göreceli test sonuçları için ona tutup da araba almadım. | Open Subtitles | حسناً على الأقل لم أشتري لها سيارة لـ أختبار نتائج دون المستوى |
Bir de şu yönden bak. en azından kulağını kaybetmedin. | Open Subtitles | إنظري إليه بهذه الطريقة أنت على الأقل لم تخسري أذناً |
Neyse ki bir 'Jessica'dan nefret ediyoruz' değil. | Open Subtitles | على الأقل لم تصبح مشاكلاً ليكرهوني بسببها |
- Neyse ki çöp öğütücüye gitmedi. | Open Subtitles | ماذا؟ - على الأقل لم يُسحب إلى كيس قمامة المكنسه - |
Neyse ki, düşüp, kabiliyetimi zedelemedim. | Open Subtitles | على الأقل لم أسقط وأكسر موهبتي |
Neyse ki "cehennemde görüşürüz ihtiyar" dememişsin. | Open Subtitles | "على الأقل لم يكن " أراك فى الجحيم , أيها الرجل العجوز |
Neyse ki beni öldürmediler. | Open Subtitles | على الأقل لم يقوموا بقتلي |
- Neyse ki ehliyeti kaptırmadım. | Open Subtitles | على الأقل لم أفقد رخصتي |
Bütün o ölümler ve yıkımlar boş yere olmamış oldu Hiç olmazsa. | Open Subtitles | فكما تعلم، على الأقل لم يذهب كلُّ الموتِ و الدمار هباءً منثورَ. |