| Ne olursa olsun, ilk sayfadaki onun yüzü olacak. Neyin var? | Open Subtitles | أياَ ما يحدث فسيكون وجهه على الصفحة الأولى مااذ لديك ؟ |
| Yani, anahtar metnin sayfa numarası sayfadaki satır sayısı ve o satırdaki harfin numarası. | Open Subtitles | إذا هو مثل رقم الصفحة في نص المفتاح الخط الذي على الصفحة والحرف الذي على الخط |
| İlk sayfaya ddımı ve adresimi ve senin telefon numaranı yazmamı. | Open Subtitles | لكتابة الاسم والعنوان ورقم الهاتف على الصفحة الأولى لكي لا تخسر. |
| Beyler, kitabınızın giriş bölümünün 21. sayfasını açın. | Open Subtitles | يا سادة، افتحوا كتبكم على الصفحة 21 من المقدمة |
| Ben de demin ilk sayfa manşetlerinden ağzımın payını aldım, yani acelem var. | Open Subtitles | لم أنتهِ من تنظيف أسناني وها هي صورتي على الصفحة الأولى علي الرحيل |
| Ön sayfada bana yer ayırmak isteyebilirsin. | Open Subtitles | لعلك سترغب بإفساح مجال على الصفحة الرئيسية |
| Geçtiğimiz yıl, Pew ve Colombia J-School, Google Haberler'in ana sayfasında görünen 14,000 haberi analiz etti. | TED | فى العام الماضى، حللت مدرستى الصحافة بيو وكولومبيا الـ14000 خبر التى ظهرت على الصفحة الأولى لجوجل للأخبار. |
| - Son sayfayı imzala gitsin. | Open Subtitles | مجرد التوقيع على الصفحة الأخيرة في الأسفل، يا عزيزتي |
| Bu yerel paçavra ön sayfasına bu resmi koymuş. | Open Subtitles | وَضعتْ الخرقةُ المحليّةُ هذه الصورةِ على الصفحة الأولى. |
| Onun yerine gazetede 6. sayfadasın. | Open Subtitles | عوضاً عن ذلك انت على الصفحة السادسة انتِ اردتى ان آخذ القضية بالمجان |
| Altıncı sayfadaki bir hikayeyi ifşa edeceğini söylemişti. | Open Subtitles | قالت أنها ستبدأ القصة على الصفحة السادسة |
| Lase yazıcınızdaki ayna galvanometresi lazer ışınını çok kesin bir şekilde yönlendirebilmenize yarıyor. İşte sayfadaki bu küçük noktaları yapan o. | TED | طابعة الليزر لديك تحتوي على جالفانوميتر عاكس يستخدم لتوجيه شعاع الليزر بدقة. وهذا هو ما يصنع تلك النقاط الصغيرة على الصفحة المطبوعة. |
| 8. sayfadaki iki sütun için onun hayatını tehlikeye atıyorsun | Open Subtitles | أتريد أن تُعرِّض حياتها للخطر, -من أجل عمودين على الصفحة الـ8 |
| Baş sayfaya Heather çıkıyor, ben ise Taco Bell kuponunun yanına sıkıştırılmışım. | Open Subtitles | لذا تحصل هذر على الصفحة الأولى و أصبح محشورا في بقسيمة تاكو بيل. |
| Müfettiş, bugün baş sayfaya çıktık. | Open Subtitles | أيها المفتش ، نحن على الصفحة الأولى اليوم |
| Bu, öyle bir restoran incelemesi olacak ki baş sayfaya koymak isteyeceksin. | Open Subtitles | يا رئيس ثق بي، إعادة تقييم المطعم هذه، سترغب في وضعها على الصفحة الأولى |
| Çocuklar, kitabınızın on altıncı sayfasını açın. | Open Subtitles | أيها الأطفال , إفتحوا الكتب على الصفحة 16 |
| Tamam, cesaretlendiren broşürlerinizin beşinci sayfasını açmanızı istiyorum. | Open Subtitles | حسناً ، تفضول بفتح الكتيبات التحفيزية على الصفحة الخامسة |
| gel, Elizabeth evet çocuklar, hadi bakalım kitaplarınızın 32. sayfasını açın ah, işlemler | Open Subtitles | هيا (إليزابيث) ها نحن ذا يا أطفال افتحوا كتبكم على الصفحة 32، الطرح! |
| Bir siteye bağlantı sadece diğer sayfa da "agaç mantarı" gibi çoğalmadı. | TED | ويقول، الرابط لموقع واحد لا يزيد على الصفحة الأخرى "مثل فطريات الشجرة" |
| Eğer raporumdaki 2. sayfa 4. paragrafa tekrar bakarsanız, | Open Subtitles | إذا كنت مهتماً بإلقاء نظرة مجدداً على الصفحة اثنان.. المقطع الرابع |
| Ön sayfada bana yer ayırmak isteyebilirsin. | Open Subtitles | لعلك سترغب بإفساح مجال على الصفحة الرئيسية |
| 1 16. sayfasında tertip hatası olan. | Open Subtitles | الطبعة التي بها خطأ مطبعي على الصفحة الـ116. |
| Bunu şimdiden The Washington Post'un baş sayfasında görebiliyorum... | Open Subtitles | الآن أستطيع أن أراها، على الصفحة الأولى من الـ واشنطن بوست |
| Büyük bir tebessüm Harry. Sen ve ben birinci sayfayı hak ediyoruz. | Open Subtitles | ابتسامة كبيرة يا هاري، لصورتنا أنا وأنت على الصفحة الأولى |
| Gramer ve imla hatalarını düzelterek defterlerinizin dördüncü sayfasına yazın. | Open Subtitles | أريد منكم كتابة هذه الجمل مستعملين صيغ الفعل المناسبة وتهجئته على الصفحة الرابعة من كتاب الفروض |
| Yanlış sayfadasın. | Open Subtitles | أنتِ على الصفحة الخاطئة |