Bahsettiğimiz sıvı bakteriyel örneklerin akışını kontrol edebilmek için 3 boyutlu olarak kendi kanallarımızı bastık. | TED | قمنا بطباعة ثلاثية الأبعاد لقنواتنا من أجل السيطرة على تدفق هذه الثقافات البكتيرية السائلة. |
Bir hayatı kurtarmak, hücrelere ve hayati organlara kan akışını sağlamak. | Open Subtitles | لحفظ الحياة، للحصول على تدفق الدم إلى خلايا والأجهزة الحيوية في الجسم. |
Kan akışını devam ettirdiğimiz sürece hala şansı var. | Open Subtitles | ما دمنا حفاظ على تدفق الدم، وقالت انها لا يزال لديه فرصة. |
Penisin mavi ya da gri değil pembe olması kan akışının düzgün sağlandığını gösteriyor. | Open Subtitles | القضيب وردي، ليس أزرق أو رمادي وهذا يدل على تدفق دم جيد |
Onları hava akışının üstünde çalışırken gördüm. | Open Subtitles | رأيتهم يعملون على تدفق الهواء |
Internet'teki bilgi akışını kontrol etmene ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نظم تحكم المعلومات نحتاجك للسيطرة على تدفق المعلومات عبر الإنترنت. |
Arzuyu arttırır. Sıvı akışını hızlandırır. | Open Subtitles | انها تشحذ الشهية لكي نحصل على تدفق العصائر |
Düşük seviyeli bir casus bile, veri akışını kesebilir ve anlaşılmaz veriler elde eder. | Open Subtitles | إضغط على تدفق البيانات , حتى لجاسوس منخفض المستوى وسوف تفهم كل القمامه الغير مفهومه |
Mafourdi, su kaynağının akışını kotrol altına almanın önemini biliyor. | Open Subtitles | يعرف مافوردي أنَّها حيوية للمُحافظة على تدفق إمدادات الماء |
Şirket taşınırken ön ödeme sayesinde nakit akışını devam ettirebilirsin. | Open Subtitles | الدفع المسبق في حين الإبقاء على الإسم و المحافظة على تدفق المال مع مرور الوقت |
Beyindeki kan akışını hızlandırıyor, ve verimlilikte artış sağlıyor, efendim. | Open Subtitles | فإنه يحصل على تدفق الدم أسرع إلى الدماغ، مما يسبب زيادة في الإنتاجية يا سيدي. أم. |
Para akışını sağlıyorum böylece bana tavsiye vermen için sana ödeme yapabilrim. | Open Subtitles | أنت تعرف، والحفاظ على تدفق الأموال حتى أتمكن من مواصلة لدفع منك أن تعطيني المشورة. |
Tam şurada. Hava akışını kontrol eden bir yalıtım vanası var. | Open Subtitles | إنه هنا صمام العزل الذي يسيطر على تدفق الهواء |
Tansiyonu dengede tutamadık, ama kan akışını sağlamıştık. | Open Subtitles | أخفقنا فى إنتاج ضغط دم مرتفع... لكننا حصلنا على تدفق دم مرتفع. |
Ocak 2003'te, kırk ülke, çatışma elmaslarının akışını durdurma girişimi olan "Kimberley Process"i imzaladı. | Open Subtitles | في يناير 2003 ، قامت 40 دولة بالتوقيع على (دعوى كيمبرلي).. في محاولة للقضاء على تدفق ماس الحروب |
...kan akışını çok da desteklemiyor. | Open Subtitles | لا يساعد على تدفق الدم |