| Bir form doldurursun böylece ilk açılan pozisyonda listenin en üstünde sen olursun. | Open Subtitles | ليرفعوا طلباً باسمك لتصبحي على رأس القائمة حين يصبح المنصب مفتوحاً |
| "Kız Kardeşinin kafasına Sıcak Çay Dökmek Üzere Olan Kız" nasıl? | Open Subtitles | ماذا عن فتاة أوشكت أن تسكب الشاي الساخن على رأس أختها؟ |
| Bunca acının üstüne bir de senin bana yalan söylediğini öğrenmek? | Open Subtitles | على رأس كل هذا البؤس لأعرف أنكي كنتي تكذبين عني أيضاً |
| Adın, bir "endişelenilmesi gerekenler" listesinde, hem de en üst sıralarda. | Open Subtitles | إسمك ضمن أكثر القوائم قلقاً على رأس القائمه تماماً |
| Oğlu için hazırlanacak yeni maiyet, Hampton Sarayı'nda olacak ve başında ben olacağım. | Open Subtitles | سيتم أنشأ بيت خدم جديد له في هامبتون كورت وأنا على رأس ذلك |
| Ama bir yetişkin olmakla, bir çocuğun üzerine piyano atmak arasında fark vardır. | Open Subtitles | لكن هناك فرق بين أن تكون بالغًا وأن تلقي كارثة على رأس طفل. |
| Bu devasa mekanizmanın en tepesinde bir kişi vardı, Erich Mielke. | TED | على رأس هذا الجهاز الضخم، كان هناك رجل واحد، إريخ ميلك. |
| Bu akşamüzeri 5.22'de kovuldum ismim kara listenin en başına altın harflerle yazıldı. | Open Subtitles | لقد تم فصلى فى 5: 22 ظهرا اليوم, وسيُكتب اسمى بحروف من ذهب على رأس القوائم السوداء, |
| "Kimi suçlayacağım" endişelerim listesinin en üstünde değil, şimdilik. | Open Subtitles | على من ظالقي اللوم ليست على رأس قائمتيمن المخاوف... ليس بعد |
| İşim bittiğinde sen listesinin en üstünde olacaksın. | Open Subtitles | وعندما أنتهي، ستكون على رأس القائمة معه |
| İşim bittiğinde sen listenin en üstünde olacaksın. | Open Subtitles | عند إنتهائي، ستغدو على رأس قائمته. |
| Hem kardeşinin kafasına kusmaktan daha kötü olabilir mi ki? | Open Subtitles | وهل بالإمكان أن تكون أسوأ من التقيؤ على رأس أخيها؟ |
| Kız kardeşim yarılmış bir geyik kafasına gömülmüştü ortadan ikiye bölünmüş halde. | Open Subtitles | لقد صُلبت شقيقتي على رأس ظبي مبتور وتم شقها جسدها من منتصفه |
| Bunun üstüne, kız kardeşinin katiline olan takıntısını tüm dünyaya anlattı. | Open Subtitles | على رأس ذلك فقد شارك اهتمامه بقاتل أخته حياته كلها |
| Karım, ismi listenin en üst sırasına gelene kadar beklemek zorundaydı. | Open Subtitles | زوجتي لديها إلى الانتظار حتى اسمها على رأس القائمة. |
| İnsanlara sevgiyle en çok hangi görseli ilişkilendirdiklerini sorsak listenin en başında sevgili kalbi olacağına hiç şüphe yok. | TED | إذا سألنا الناس ما هي الصورة التي يربطونها بالحب، فلا شك سيكون قلب الفالنتيـن على رأس القائمة. |
| Bir projektörün üzerine yerleştirilmiş bir su dalga tankım var. | Open Subtitles | لدى خزان تموج ماء وضع على رأس جهاز عرض ضوئي، |
| Demek istediğim, amigolar sosyal aktivite piramidinin tepesinde olurlar genelde. | Open Subtitles | اقصد ان المشجعات ينبغي ان يكن على رأس السلسلة الاجتماعية |
| Neden adını listenin en başına yazmıyorsun? | Open Subtitles | يا لها من فكرة جيدة. لِمَ لا تضعين إسمكِ الخاص على رأس القائمة؟ |
| Konfederasyon'un, Binbaşı Marquis'in başı için otuz bin dolar ödül koyduğunu biliyor muyum? | Open Subtitles | هل أعلم بأمر جائزة الثلاثين ألفاً التي وضعها المجلس على رأس الرائد ماركويز |
| Ama Ari, yarın resmi olarak stüdyonun baş faşisti olacak. | Open Subtitles | لكنه سيصبح بشكل رسمي فاشياً على رأس أستوديو غداً |
| Evet ama öyle olsa bile, yönetim kurulunda sadece üçünüz olduğunuz müddetçe sana karşı oy üstünlükleri olacaktır. | Open Subtitles | حسناً، ولكن مهما فعلتُ فالحقيقة هي طالما أنتُم الثلاثة فقط على رأس الشركة، فستُهزم في التصويت. |
| Ben 8 aydır o listenin başındayım canım. | Open Subtitles | يا حبيبي، أنا على رأس القائمة منذ... 8 أشهر |
| Anlıyorlar. Kısa bir listenin en başındasın. | Open Subtitles | انهم متفهمين انك على رأس قائمة قليلة جداً |