"على غرار" - Traduction Arabe en Turc

    • tarzı
        
    • gibi onu
        
    • olduğu gibi
        
    • benzer
        
    Ve yıllar boyunca hükûmetimiz Amerikalıların konuşma kayıtlarını balık ağı tarzı yıllarca topladı. TED ومع ذلك جمعت حكومتنا - على غرار المصيدة - سجلات مكالمات الأمريكيين لأعوام.
    '37 Dünya fuarı tarzı savaş öncesi objeler satmak. Open Subtitles لبيع أغراض ماقبل الحرب, على غرار معرض العالم 37.
    Esther öldürülemeyen bir vampir yarattı. Senin Mikael'e yaptığın gibi onu kurutmak istiyorum. Open Subtitles صنعت (إيستر) مصّاص دماء لا يُقتل، أودّ تجفيفه على غرار ما فعلتِ بـ (مايكل).
    Esther öldürülemeyen bir vampir yarattı. Senin Mikael'e yaptığın gibi onu kurutmak istiyorum. Open Subtitles صنعت (إيستر) مصّاص دماء لا يُقتل أودّ تجفيفه على غرار ما فعلتِ بـ (مايكل)
    Romanlarda olduğu gibi... efendiler ve hizmetkarlar bilinçsizce uygun adım dans ederken... işler yolunda gitmediğinde... travmalar çakışıyor. Open Subtitles على غرار الحكايات أسياد و خدم يرقصون بلا وعى فى تناغم لذلك عندما تسوء الأمور ـ
    Ve şimdi, tıpkı iyi bağımsız filmlerde olduğu gibi, havalı bir efektle sahneden çıkmalıyım. Open Subtitles و الآن، على غرار أفضل فيلم مستقل يجب أن أختفي بنهاية لطيفة
    İlk yaklaşıma benzer şekilde, geleneksel yapay zekâ yaklaşımları aynı sorundan muzdariptir. TED على غرار النهج الأول، فإن أساليب الذكاء الاصطناعي التقليدي تعاني من نفس المشكلة.
    Yazılım milyoneri olmak isteyen adama... tarzı olan Bill Gates'e... Open Subtitles الرجل الذي أراد ان يكون بليونير البرمجيات على غرار بيل غيتس
    - Düşük kalibre, yakın mesafeden. - .22'lik olabilir. İnfaz tarzı. Open Subtitles طلقة مباشرة من عيارصغير من مسافة قريبة ربما من عيار 22 ، على غرار عمليات الاعدام
    Onların hippi, New Age tarzı fizik anlayışları kuantum mekaniği ve Doğu mistisizminin bileşiminden oluşan çılgın hippi kitaplarını okuyan kitlelerin de dikkatini çekti. Open Subtitles الهبي، عصر جديد على غرار الفيزياء كذلك حاز على انتباه الجمهور، الذي قَرأَ كتب هبيهم المجنونة،
    Memleketinden insanların yazdığı blog tarzı yazıları mı okuyorsun? Open Subtitles تقرأ على غرار محادثة بلوق مكتوبة من قبل الناس من مسقط رأسك؟
    Hayvan tarzı patates yaptıklarını da biliyor musun? Open Subtitles أنت تعرف أنها تجعل البطاطا المقلية على غرار الحيوانات، أيضا؟
    Özel bilgi, sıvı tarzı. Open Subtitles المعلومات الخاصة، على غرار السائل.
    Neden Bonnie'nin yaptığı gibi onu kurutmuyoruz ki? Open Subtitles لمَ لا نجففه على غرار ما فعلته (بوني)؟
    Şimdi, kızlar arasında olduğu gibi, biraz sır paylaşalım. Sen başla. Open Subtitles الأن، على غرار بقية الفتيات لنتشارك بعض الأسرار، أنتِ أولاً
    Sizin burada olduğu gibi benim de orada hayatım var. Open Subtitles لديّ حياتي هناك، على غرار حياتكم هنا
    Kendra'nın olduğu gibi özel bir yiyeceğin varsa -temin ederiz. Open Subtitles إن كان لديك طعام خاص، على غرار "كيندرا" هنا، فلا بأس،
    Çark döndükçe mahkum, düşme riskine karşı adım atmaya devam etmek zorunda kalıyordu. Modern step makinalarına benzer şekilde. TED كلما تدور العجلة، يضطر السجين للحفاظ على تسارع متزايد أو يخاطر بالسقوط. على غرار آلات المشي الحديثة.
    Çin’de şahit olduğuma benzer sürdürülemez bina ve inşa modelini mi takip edeceğiz? TED هل سنتبع نموذجا من البناء والبناء غير المستدام على غرار ما شاهدته في الصين؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus