Tüfeğin dipçiğini omzuna koy, sol gözünü kapa, arpacıktan bak. | Open Subtitles | ضع مؤخرة البندقية على كتفك أغلق عينك اليسري أنظر للأمام |
Gey beyefendi, uyanık. Yanlış duygular içinde kafasını omzuna yaslıyor. | Open Subtitles | السيد الشاذ إستيقظ، وهو يضع رأسه على كتفك لسبب مزيف. |
Hislerini göstermekten korkmayan ya da omzunda ağlayabilen. | Open Subtitles | الذي لا يخشى إظهار عواطفه والبكاء على كتفك |
Ne istiyorsun, omzunda ağlayıp her şeyin daha iyi olduğunu söylememi mi? | Open Subtitles | ماذا تنتظر مني ؟ أن أبكي على كتفك واقول لك أن حالي أفضل الان ؟ |
Ve sol Omzundaki ... doğum izinde biraz durakladım. | Open Subtitles | .. و بعد توقفت قليلاً عند الوحمة التي على كتفك الايسر |
Omzundaki onca teçhizata rağmen geceyi çıkaramazsın. Tek başına olmaz. | Open Subtitles | حتّى مع العتاد الذي على كتفك فلن تنجو لليلة، ليس بمفردك. |
Gördün mü, biz eline odaklanırken o şu an senin Omuzunda duruyor. | TED | بينما كنت تركز على يدك صارت الفيشة على كتفك |
Varsayalım ki feryad edip başımı omzuna koydum? | Open Subtitles | أفترضى أننى انفجرت بكاءا و وضعت رأسى على كتفك |
Başımı omzuna koyup sonsuza dek kalabilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن أريح رأسي على كتفك هكذا، إلى الأبد. |
Ben buraya gelip omzuna dokunduğumda da kameraya bak ve gülümse. | Open Subtitles | و عندما اقترب منك , سأضع يدى على كتفك و ستنظر الى الكاميرا و تبتسم بكل بساطة |
Bazı adamlar, ellerini öylece ya omzuna ya da beline koyarlar ama orada biraz baskı olmalı. | Open Subtitles | بعض الرجال يضعون أيديهم على كتفك أو وراء ظهرك لكن لابد من يكون هناك ضغطا قويا |
Buraya gelip omzuna dokunsa olmaz mı? | Open Subtitles | ألا تستطيع فقط أن تأتي إلى هنا و تنقرك على كتفك ؟ |
Belki de omzunda papağanla çalışmaya başlamalısın. | Open Subtitles | ربما ينبغي عليك ان تبدأ بالعمل و ببغاء على كتفك |
Evlat, üzerindeki kazağı çıkarsak omzunda Krallar ve Gölgeler'in dövmesini bulacağımıza eminiz. | Open Subtitles | فتى إذا سحبنا هذا القميص منك سوف نجد شعار الملوك والظل على كتفك |
Nerede o? Durdu, durdu. omzunda. | Open Subtitles | لقد توقف على كتفك الجو يزداد حرارة هنا ، صحيح؟ |
İhtiyacın olan son şey benim gece boyunca omzunda ağlamam. | Open Subtitles | آخر شيء تحتاجه هو بكائي على كتفك طوال الليل |
Melez olduğun zaman Omzundaki hilal dövmesi yok olmadı. | Open Subtitles | العلامة التي على كتفك لم تختفِ حين غدوتِ هجينةً. |
Ona dedim ki:"Genç adam, şu Omzundaki silah ateş alabilir." | Open Subtitles | "أن هناك بندقية على كتفك , التي يمكن أن تنفجر. " |
Komşu Marge beni Omzundaki küçük melek olayım diye davet etti. | Open Subtitles | ) - جارتي (مارج) دعتني لأكون الملاك الحارس الواقف على كتفك |
Dipçiği Omuzunda sıkı tut. Bunu yapmazsan, iki sonucu olur. | Open Subtitles | أضغط بعقب البندقية بقوة على كتفك إذا لم تفعل ، سيحدث شيئان |
Senin omzunu yerine takmak istiyorum. | Open Subtitles | اريدك ان تأخذيني على كتفك الى مكاني |
Sağ omuzunun üzerinden biraz tuz fırlat. | Open Subtitles | بسرعة,ارمي بعض الملح على كتفك الأيمن. |
Ona dedim ki:"Genç adam, şu omuzundaki silah ateş alabilir." | Open Subtitles | "أن هناك بندقية على كتفك , التي يمكن أن تنفجر. " |