| Avukatlarım senin isminin de savcının tanık listesinde olduğunu söylediler. | Open Subtitles | لقد أخبرني المحامين بأن اسمك قد ظهر على لائحة الشهود |
| "S. Harbin" Ryan'ın şüpheli listesinde "Scott Harbin" diye biri vardı. | Open Subtitles | س. هاربن. وكان يوجد سكوت هاربن على لائحة ريان الاصلية للمتهمين |
| Transplant listesinde çok yukarılarda olacaksınız. Mutlaka bir şey çıkacaktır. | Open Subtitles | ستكون في مركزٍ متقدّمٍ على لائحة الزرع، وسيحدث شيء قريباً |
| DSC listesindeki tüm şirketlerle çalışmış. | Open Subtitles | لقد عمل مع جميع الشركات على لائحة الجبهة |
| Neden listede sıradaki kişi sen olasın? | Open Subtitles | و لماذا ستكون التالي على لائحة الذين سيتم حرقهم ؟ |
| Her yıl, yüzlerce insan organ nakli listesinde beklerken ölüyor. | Open Subtitles | كل عام،آلاف الأشخاص يموتون وهم على لائحة الإنتظار لزرع الأعضاء |
| Sonraki bildiğimse FBI'ın en çok arananlar listesinde olduğum. | Open Subtitles | الأمر الثانى أنى كنت أعرف، أنى على لائحة المطلوبين من قبل المباحث الفيدرالية |
| Bence o 10 emir listesinde 9'a yükseldi. | Open Subtitles | أعتقد إنه وصل لرقم 9 على لائحة الوصايا العشر |
| - Ethan. Yolcu listesinde yok. | Open Subtitles | ايثين الشاب الكندي لم يكن على لائحة المسافرين |
| İki kez övgü aldı, çavuş listesinde 16. sıradaydı. | Open Subtitles | لديه إشادتين ، ورتبته الـ 16 على لائحة النقباء الحالية |
| İddia makamı bu sabah onlara verdiğimiz güncellenmiş tanık listesinde adını göreceklerdir. | Open Subtitles | ستجدون اسمه على لائحة المدعي العام التي زودناها بهم هذا الصباح |
| Bu sefer en çok arananlar listesinde olmasın tamam mı? | Open Subtitles | حسناً تأكدي فقط أنها ليست على لائحة المطلوبين ، حسناً ؟ |
| Ama baban MIA listesinde askeriye sana hiç... | Open Subtitles | لكن والدك ادرج على لائحة الذين خدمو بالجيش ألم يعطيك الجيش اي.. |
| Tek bir delil listesindeki bir satır yazıyı hatırlayabileceğimi mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | من اجل المحاكمة أتعتقدى انى سأتذكر بند واحد على لائحة الادلة ؟ |
| İlk kocandan tanık listesindeki son adama kadarki geçmişini bilmeliyim. | Open Subtitles | تاريخك الجنسي من زوجك الأول وصولا إلى أخر رجل على لائحة شهود المدعي العام |
| Elimdeki listede yoksunuz. Denizaltının yolcu listesinde de yoksunuz. | Open Subtitles | لا تردين بلائحتي ولستِ على لائحة الغوّاصة أيضاً |
| Bu adamların hepsi bir listede vardır. Onlar listeye çıkar, biz onları indiririz. | Open Subtitles | اسماء هؤلاء الاشخاص على لائحة عندما يظهروا سنسقطهم بدون مكالمة زائدة أو رصاصة أقل |
| Sonuçta... sizi yakanın kim olduğunu bulana dek... hiçbir yere gitmiyorsunuzdur.. | Open Subtitles | على الأقل... حتى تعرف مَن وضعك على لائحة الحرق لن تذهب إلى أي مكان |
| Son incelediğimde sen maaş listemde değildin. | Open Subtitles | آخر مرة دققت فيها لم أجد اسمك على لائحة الرواتب |
| Soruşturmamız bitene kadar seni çıkış yasağı olanlar listesine koyacağız. | Open Subtitles | سوف نضع على لائحة عدم السماح بالسفر حتى ينتهي التحقيق |
| Donör listesindeyim. | Open Subtitles | أنا على لائحة المنتظرين لتطوع. |
| FBI'ın takip listesindesin. | Open Subtitles | ... أنت على لائحة المُراقبين بالمباحث الفيدرالية |
| Öldüğü güne kadar bekleme listesindeydi. | Open Subtitles | و كان على لائحة الإنتظار حتى يوم وفاته |