Güzel giyinmek zorundasın çünkü gerçekten güzel bir yer. | Open Subtitles | عليكِ ان تلبسي شيئاً أنيقاً لأنه حقاً حقاً لطيف |
Lily, ona söylemek zorundasın O gelinlik bir server değerinde. | Open Subtitles | ليلي .. يجب عليكِ ان تقولي له .. هذا الفستان كلف ثروة |
Lily, ona söylemek zorundasın O gelinlik bir server değerinde. | Open Subtitles | ليلي .. يجب عليكِ ان تقولي له .. هذا الفستان كلف ثروة |
Bazen içini dökmen gerekir. Bu şekilde ne yapacağına karar verebilirsin. | Open Subtitles | في بعض الاحيان يجب عليكِ ان تخرجي كل هذا لتكتشفي الحل |
Kazananlardan olmak istiyorsan bazen pis oyunlar oynaman gerekir. | Open Subtitles | واذا اردت ان تكوني رابحة عليكِ ان تلعبي بعض الالعاب القذرة |
"O" eşyayı bulmama yardım etmelisin. Gerçekten mi? | Open Subtitles | عليكِ ان تساعدينى لمعرفة الورقة الرابحة للموضة |
Burada aşk hayatınla ilgili kişisel bir soruya dürüst bir yanıt vermek zorundasın | Open Subtitles | يتوجب عليكِ ان تجيبي على سؤال شخصي عن مواعدتك بصدق لكي تتقدمي |
Şu andan itibaren tamamen sıradan biri gibi davranmak zorundasın. | Open Subtitles | من الآن فصاعداً عليكِ ان تكوني طبيعية للغاية |
Yani, niye şu lanet kapıdan girer girmez başlamak zorundasın? | Open Subtitles | أعني، لماذا يجب عليكِ ان تبدئي بالأمر بمجرد دخولي ذلك الباب اللعين؟ |
Nasıl yaparsan yap Yong Tae Yong'u buraya getirmek zorundasın. | Open Subtitles | عليكِ ان تحضرى هذا الوغد تاى يونج الى هنا مهما كانت الوسيلة |
Kardeşimin nişanlısı gelecek eve, yani orada olmak zorundasın. | Open Subtitles | خطيبة اخي .. ستأتي .. عليكِ ان تكونِ هناك |
Sahte olanları ayırt etmek için gerçek hikayeleri bilmek zorundasın. | Open Subtitles | انت فقط يجب عليكِ ان تعرفي القصص الحقيقيه في نظام لتُميزيها من القصص المزيّفه |
Burada bencil olmak zorundasın. Anca böyle hayatta kalırsın. | Open Subtitles | عليكِ ان تكوني أنانيه هنا هذه هي الطريقه لبقاءك على قيد الحياة |
Lily, Orayı terk etmek zorundasın. | Open Subtitles | ليلي .. يجب عليكِ ان تخرجي الآن .. |
Onu kabul etmek zorundasın. | Open Subtitles | سيجب عليكِ ان تتعاملى مع الامر |
Erkeklerin eğlenmelerine müsaade etmek zorundasın. | Open Subtitles | عليكِ ان تدعي الأولاد ليمرحوا. |
O yüzden, ona bakabilmek için aslında onunla ilgilenmiyormuşsun gibi davranmak gerekir. | Open Subtitles | للاهتمام به, يجب عليكِ ان تتظاهري انكِ لا تهتمين به |
Birisinin yalan beyanatını, anlayabilmek için gözlerinin içine bakman gerekir. | Open Subtitles | يجب عليكِ ان ترين في عين الشخص لتعرفي اذا ما يقول الحقيقة |
Beni Lula'dan uzak tutmak için, beni ancak öldürmeniz gerekir. | Open Subtitles | عليكِ ان تقتليني كي أبتعد عن لولا |
Cidden yardım etmek istiyorum, ama sen de bana yardım etmelisin. | Open Subtitles | اريدُ حقاً ان اساعدكِ عليكِ ان تساعدينني |
Ama kendini yakmamaya dikkat etmelisin. | Open Subtitles | يجبُ عليكِ ان تكوني حذرة ألا تحرقي نفسكِ وحسب |