| Bize yardım etmelisiniz. Aksi hâlde iki ülke savaşa girecek. | Open Subtitles | . عليك مساعدتنا , إنني اتكلم عن حرب أهلية |
| Bize yardım etmelisiniz. Kitabınızı buldum. | Open Subtitles | لكن عليك مساعدتنا , لقد وجدت كتابك |
| Lütfen, Bize yardım etmelisiniz. | Open Subtitles | أرجوك ، عليك مساعدتنا. |
| Onları bulup bu muazzam girişimimize katmamıza yardım edeceksin. | Open Subtitles | سيكون عليك مساعدتنا وضمهم إلى مشروعنا العظيم |
| Dayanması için bize yardım edeceksin. | Open Subtitles | لذا عليك مساعدتنا لضمان صموده. |
| Bu çocuk, ne zaman doğdu? Bize yardım etmelisin. Huzursuz uyuyorsun, değil mi? | Open Subtitles | هذا الطّفل، متى وُلدَ؟ عليك مساعدتنا يا هذا.. |
| Ama senin de bize yardım etmen gerek, tamam mı? | Open Subtitles | ـ لكن عليك مساعدتنا أيضا، مفهوم ؟ |
| Ama Frontera'yı bulmamız için bize yardım etmen lazım. | Open Subtitles | (لكن عليك مساعدتنا في إيجاد (فرونترا |
| Emo'cuları durdurmak için Bize yardım etmelisiniz. | Open Subtitles | عليك مساعدتنا في إيقاف الايمو |
| Tanrım, bayım, Bize yardım etmelisiniz. | Open Subtitles | ،يا إلهي، يا سيد ! أرجوك عليك مساعدتنا ! |
| - Bize tekrar yardım edeceksin. | Open Subtitles | -أنت عليك مساعدتنا مرة آخري |
| Evet Bize yardım etmelisin Dok. | Open Subtitles | أجل، عليك مساعدتنا أيها الطبيب. |
| Tanrıya şükür buradasın. Bize yardım etmelisin. | Open Subtitles | الحمد لله أنك هنا عليك مساعدتنا |
| Ama senin de bize yardım etmen gerek. | Open Subtitles | ولكن عليك مساعدتنا ايضاً |
| Sly, bize yardım etmen lazım dostum. | Open Subtitles | (سلاي)، عليك مساعدتنا للخروج يا رجل |