| Teşekkürler. Rahatsız edilmemeyi yeğlerim. yapmam gereken bir iş var da. | Open Subtitles | شُكرًا، أفضّل ألا يتم ازعاجنا، فإنّ لديّ عمل عليّ القيام به. |
| Teşekkürler. Rahatsız edilmemeyi yeğlerim. yapmam gereken bir iş var da. | Open Subtitles | شُكرًا، أفضّل ألا يتم ازعاجنا، فإنّ لديّ عمل عليّ القيام به. |
| Bu kadar kısa kestiğim için bağışla ama yapmam gereken işler var. | Open Subtitles | اعتذر عن هذه المقابلة القصيرة، ولكن لديّ عمل يتوجّب عليّ القيام به. |
| yapmam gereken tek şey sana inanmak, değil mi? | Open Subtitles | كل ما عليّ القيام به هو أن أضع ثقتي بك، أليس كذلك؟ |
| Sence ne yapmalıyım? | Open Subtitles | ما عليّ القيام به برأيك؟ |
| Hayatta kalmak için Yapmam gerekeni yaptım. | Open Subtitles | لقد فعلتُ ما كان عليّ القيام به من أجل البقاء حيّة. |
| yapmam gereken bir is var. Yapmami istedikleri... bir is. | Open Subtitles | عندي عمل عليّ القيام به لأنّي كلّفت بفعله |
| Yani öldürmeme gerek yoktu. Tek yapmam gereken beklemekti. | Open Subtitles | لذا لم يكن عليّ قتله، جلّ ما كان عليّ القيام به هو الإنتظار. |
| Tek yapmam gereken aramayı yapmaktı. | Open Subtitles | جلّ ما كان عليّ القيام به هو إجراء إتّصال. |
| Ben burada delil arıyorum. Meğerse tek yapmam gereken bir şeyler uydurmakmış. | Open Subtitles | أنا هنا، أبحث عن أدلة، بينما كان جّل ما عليّ القيام به هو إختلاق شيءٍ ما. |
| Tek yapmam gereken mağazamı birkaç aylığına kullanmalarına izin vermekti. | Open Subtitles | وكلّ ما كان عليّ القيام به هو السماح له بإستخدام محلّي لبضعة أشهر |
| Çok isterdim evlat ama yapmam gereken bir şey var. | Open Subtitles | ليتني كنتُ أستطيع، لكن لديّ شيءٌ عليّ القيام به. |
| Gönderdikten sonra tek yapmam gereken, arabasının yakınında beklemekti. | Open Subtitles | بمُجرّد أن أرسلتها إليها، جلّ ما كان عليّ القيام به هو إنتظار ظهورها عند سيّارتها. |
| Tek yapmam gereken yetkilileri arayıp seni ihbar etmek. | Open Subtitles | جلّ ما عليّ القيام به هو الإتّصال بالسلطات وتسليمك لهم. |
| Tek yapmam gereken şey, onunla gizlice görüştüğünü itiraf etmesini sağlamak. | Open Subtitles | صحيح، كلّ ما عليّ القيام به أن أجعلها تعترف أنّها تواعده سـرًا |
| Tek yapmam gereken; evine uğrayıp ona bir fincan çay teklif etmekti. | Open Subtitles | كلّ ما كان عليّ القيام به هُو زيارته واعرض عليه إبريقاً من الشاي. |
| Tek yapmam gereken bu telefonun sahibinin aklına girmekti. | Open Subtitles | جلّ ما كان عليّ القيام به هو التعمّق إلى داخل عقل مالكة الهاتف. |
| Tek yapmam gereken, o kadının ekonomik becerisi olmadığını göstermek. | Open Subtitles | كل ما عليّ القيام به هو التركيز على قدراتها في التمويل. |
| Tek yapmam gereken doğru top takımlarını seçmekti. | Open Subtitles | كلّ ما كان عليّ القيام به هو اختيار المجموعة المُناسبة من الكُرات، |
| Tek yapmam gereken bir numarayı aramaktı ve ben de aradım. | Open Subtitles | جلّ ما كان عليّ القيام به هُو الإتصال برقم، وهذا ما فعلته. |
| yapmalıyım. | Open Subtitles | عليّ القيام به |
| Bundan para kazanacaktı. Ben de Yapmam gerekeni yaptım. | Open Subtitles | كان هناك مال مهدد بالضياع لقد فعلت ما تحتم عليّ القيام به |