| Bir kız bana gülümsediği zaman dostlarıma bana numarasını verdiğini söylerim. | Open Subtitles | عندما تبتسم لي فتاة أقول لأصدقائي أنها أعطتني رقم هاتفها |
| Göreceksin, gülümsediği zaman onu seveceksin. | Open Subtitles | سترى ذلك، عندما تبتسم ستحبها |
| Güldüğün zaman, gözlerin aynı annemize benziyor. | Open Subtitles | .عندما تبتسم, حول عينيك, تبدو كأمنا تماماً |
| Güldüğün zaman, gözlerin aynı annemize benziyor. | Open Subtitles | عندما تبتسم فالدوائر حول عينيك تبدوا شبه امنا تماماً. |
| Ama gülümsediğin zaman... canım, sen gülümsediğinde, işte bu an için yaşıyorum. | Open Subtitles | لكن عندما تبتسم يا عزيزى, عندما تبتسم هذا ما أعيش من أجله |
| Böyle gülümsediğin zaman bana birini hatırlatıyorsun. | Open Subtitles | عندما تبتسم هكذا .تذكرني بشخص ما |
| "...ama güldüğünde yanaklarında iki ve çenesinde bir gamze beliriyor ve çok yakışıyor." | Open Subtitles | ولكن عندما تبتسم تظهر الدمامل على خديها وذقنها هذا والكل بخير |
| Böyle güldüğü zaman sinir oluyordum. | Open Subtitles | أنا اكرهها عندما تبتسم بتلك الطريقة |
| gülümsediği zaman çehresi çok hoştur. | Open Subtitles | لديها ملامح جميلة عندما تبتسم |
| Mutlu uyanıyor. gülümsediği zaman her zamankinden daha güzel. | Open Subtitles | إنها أجمل عندما تبتسم |
| Güldüğün zaman çok tatlı oluyorsun.. | Open Subtitles | تكون لطيف عندما تبتسم |
| Sen Güldüğün zaman dünyamda sorun kalmıyor. | Open Subtitles | عندما تبتسم عالمي يكون بخير |
| Demek Güldüğün zaman buna benziyorsun ha? | Open Subtitles | كنت تبدو هكذا عندما تبتسم ؟ |
| İkincisi, çok geç gülümsediğin zaman. | Open Subtitles | ابتسامة رقم 4 عندما تبتسم بعد القيام ببعض blunderg |
| gülümsediğin zaman çekici olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | عندما تبتسم تصبح جذاباّّ |
| "Vay canına, güldüğünde çok güzel oluyor. | Open Subtitles | فكرت، "نجاح باهر، انها تبدو جميلة جدا عندما تبتسم. |
| O güldüğü zaman biz şunu derdik: Ha ha, ha ha, bunlar sahte. | Open Subtitles | عندما تبتسم يا الهي |