| Buraya geldiklerinde onları karşılamaya hazır olacağız. Bölük, dur! İşte orası, efendim. | Open Subtitles | عندما يصلون الى هنا نحن سنكون جاهزون لهم حسنا، أنهم هناك سيدي |
| Belli bir ücret sınırına geldiklerinde çalışanlarını işten çıkarma eğiliminde. | Open Subtitles | انه يميل الى طرد العمال عندما يصلون الى أجر محدد |
| geldiklerinde burada olursan her şeyi berbat edersin. | Open Subtitles | ستفسدين كل شيء لو تواجدتِ هنا عندما يصلون |
| Binanın çatısına vardıklarında gökyüzüne doğru şarkı söyleyebilecekleri gökyüzünü çevreleyen bir amfitiyatro görürler. | TED | عندما يصلون إلى أعلى السطح، هناك مدرج، يهيكل السماء. حيث يمكنهم الغناء إلى السماء. |
| Oraya vardıklarında, ikisini de öldür, Öldüklerinden emin ol. | Open Subtitles | عندما يصلون إلى هناك، تقتلهما لكن تأكد بأنهم موتى |
| Onlar geldiğinde hala burada olmamız gerekiyor. | Open Subtitles | فقط علينا أن نتأكد من وجودنا هنا عندما يصلون |
| 15 santim uzunluğuna eriştiklerinde, çift cinsiyetli olurlar. | Open Subtitles | عندما يصلون الى طول 15 سنتيمتر يتحولون الى الجنسين |
| Trene ulaştıklarında, arka kapı açılacak ve parayı taşıyan, çuvalı trene bırakacak. | Open Subtitles | عندما يصلون الى العربة سيفتح الباب الخلفي ومن معه المال سيرميه على سطح القطار |
| Geldikleri zaman hiç şansımız olmayacak! | Open Subtitles | عندما يصلون هنا لن يكون هناك فرصة |
| Onu oyala ve geldiklerinde yoldan çekil. Tamam mı? | Open Subtitles | تأخر، وعندها ابتعد عن الطريق عندما يصلون الى هناك، حسنا |
| Birkaç saate burada olacaklar. geldiklerinde haber vermemi ister misin? | Open Subtitles | يجب أن يكون هنال خلال عدة ساعات هل تريدني ان أستدعيك عندما يصلون غلى هنا؟ |
| her şey dünya dışı misafirlerini geldiklerinde korumak ve bizlere çok tehlikeli bir hastalığı bulaştırmak içindi. | Open Subtitles | كان سيصبح طريقتك لحماية ضيوفك من الفضاء الخارجي عندما يصلون ويطلق عنان مرض مروّع علينا |
| O zaman bunları geldiklerinde polislere anlatırsın. | Open Subtitles | إذن يمكنك ان تشرح كل شيء للشرطة عندما يصلون إلى هنا. |
| Polisler için, geldiklerinde hos bir hediye hazirlayalim. | Open Subtitles | اجعله هدية صغيرة جميلة للشرطة عندما يصلون إلى هنا |
| Herhangi bir su kaynağına denk geldiklerinde develer 10 dakika içerisinde 60 litre su içebilirler. | Open Subtitles | عندما يصلون منطقة الشرب الجمال يمكن أن تشرب إلى 60 لتر ماء في 10 دقائق. |
| vardıklarında bizim bölgemize ulaşmaları ne kadar sürer? | Open Subtitles | عندما يصلون, كم من الوقت يلزمهم ليصلوا إلينا |
| Kasabaya vardıklarında polis göndereceklerini söylediler. | Open Subtitles | قالوا انهم سيرسلون الشرطة عندما يصلون الى المدينة |
| Buraya vardıklarında hemen işe koyulmalarını istiyorum. | Open Subtitles | اريد التأكد من انطلاقهم الى العمل عندما يصلون |
| Onlar geldiğinde seni uyandırırım. | Open Subtitles | انا سأوقظك عندما يصلون |
| Iki dakikaya burda olurlar. Partimi mahvettin. | Open Subtitles | عندما يصلون إلى هنا خلال دقيقتين. لقد خربتِ حفلي. |
| Tepeye ulaştıklarında, artık gidecek başka bir yer kalmamıştır. | Open Subtitles | عندما يصلون للقمّة فلن يوجد مكان آخر ليذهبون إليه. |
| Geldikleri zaman konuşma kısmını bana bırakın. | Open Subtitles | عندما يصلون إلى هنا، اسمحوا لي بالحديث. |