| Fakat sende egzersiz odası hakkında bir şey söylemedin. | Open Subtitles | حسناً، وأنتِ لم تقولي أي شيء عن غرفة تمرينات |
| Bilardo odası hakkında hiç bir şey söylemedin. | Open Subtitles | أنت لم تقل أي شيء عن غرفة بلياردو |
| Televizyonda izlerseniz, acil odasının acayip heyecanlı bir yer olduğunu sanarsınız. | Open Subtitles | إن كنت من متتبعي التلفاز سيكون تصورك عن غرفة الطوارئ أنها من أروع الأماكن في العالم |
| Tüm tedarik odasının başına onu koyarım." | Open Subtitles | شّغلتهُ مسؤولاً عن غرفة التوريد بكاملها. |
| Sonunda durdu ve beni tek bir odadan ibaret olan bir kulübeye doğru götürdü. | TED | وفي النهاية، توقف وقادني إلى داخل كوخ ما والذي كان عبارة عن غرفة صغيرة واحدة |
| Beni içinde bir sürü kadın olan bir odadan uzak tutamazsın. | Open Subtitles | لا تَستطيعُ إبعادي عن غرفة مليئة بالنِساءِ |
| Nöbetçi doktor odasını arıyorsan az önce geçtin. | Open Subtitles | إن كنت تبحث عن غرفة التصنيف فقد تخطيتها |
| Merhaba, nöbetçi doktor odasını arıyorum. | Open Subtitles | أبحث عن غرفة التصنيف |
| Sırlar odası hakkında bildiğin bir şey var mı? | Open Subtitles | أتعرف شيئاً عن غرفة الأسرار؟ |
| Bilmiyorum, belki de Will'in odası hakkında konuşurken bana geri döner. | Open Subtitles | لا أدري , ربّما فقط خَطَرَت لي تلك الأشياء من التحدّث عن غرفة (ويل) ـ |
| Artık VIP odasının müdürüsün. | Open Subtitles | سمعت أنك مسؤوله عن غرفة كبار كبار الشخصيات الآن؟ |
| Tüm tedarik odasının başına onu koyarım." | Open Subtitles | شّغلتهُ مسؤولاً عن غرفة التوريد بكاملها. |
| Ben içindeyken beyaz bir odadan ibaretti. | Open Subtitles | عندما كنت في داخلها كانت عبارة عن غرفة بيضاء |
| Dinle, güvenli bir odadan bahsediyoruz, Terry. | Open Subtitles | اننا نتحدث عن غرفة محصنة يا تيري |
| Dinle, güvenli bir odadan bahsediyoruz, Terry. | Open Subtitles | اننا نتحدث عن غرفة محصنة يا تيري |