| Sizi ilgilendirmiyorsa bu sorulara cevap vermemem gerekirdi. | Open Subtitles | هذا فعلاً ليس من شأنكم وبالتالي ليس عليّ أن أجيب عن هذه الأسئلة |
| Bakın, bu sorulara 10 ay önce cevap vermiştim dedektif. | Open Subtitles | لقد أجبت عن هذه الأسئلة قبل عشرة أشهر يا حضرة المحققة |
| Belki de bu sorulara cevap verecek birisi vardır. | Open Subtitles | أتعلم ، ربما هناك أحد يستطيع الإجابة عن هذه الأسئلة |
| bu soruları cevaplayabilmek için yaptığımız çalışmalardan üç tane örnek göstermek istiyorum. | TED | سأعرض عليكم ثلاثة أمثلة للعمل الذي نقوم به للإجابة عن هذه الأسئلة. |
| bu soruları yanıtını bulmak için bir araştırma yürüttük. | TED | لكي نبدأ في الإجابة عن هذه الأسئلة ، لقد قمنا بدراسة بحثية. |
| Benim işim, bu soruları nasıl cevaplayacaklarını öğrenmek. EŞİ: PAM MAHONE ADRESİ: 90 BATI ÇIKMAZI DURANGO, CO. | Open Subtitles | عملي هو أن أعرف كيف سيجيبون عن هذه الأسئلة |
| Şimdilik bu soruların cevabını kimse bilmiyor. | TED | في الوقت الحالي لا أحد يملك الإجابات عن هذه الأسئلة. |
| ''Siyahların Hayatları Önemlidir'' bu sorulara cevap bulmayı öneriyor. | TED | هذه الحركة توفر الجواب عن هذه الأسئلة. |
| - Neden bu sorulara cevap vermek zorundayım ? | Open Subtitles | -لمَ عليّ الإجابة عن هذه الأسئلة -ليس هو |
| bu sorulara cevap vermek zorunda değiliz. | Open Subtitles | لا يجب علينا الإجابة عن هذه الأسئلة. |
| bu sorulara cevap vermiyorum? | Open Subtitles | لا اجيب عن هذه الأسئلة |
| Yıllarca kendime bu soruları sorup durdum. | Open Subtitles | لقد أرهقت نفسي لسنين عديدة لسؤالي عن هذه الأسئلة |
| bu soruları cevaplamak için burada bir sene harcayabilirim. | Open Subtitles | يمكن أن أقضي سنة كاملة هنا لأجيب عن هذه الأسئلة. |
| Bu bulmacayı çözmek üzere, gelecek yarı-yüzyılda daha pek çok Mars görevi yapacağımızı ve bu soruları cevaplayacağımızı düşünüyorum. | TED | هذا سيكون لغزاً محيراً في النصف قرن القادم ، حيث أتوقع سيكون هناك الكثير والكثير من المهمات إلى المريخ للإجابة عن هذه الأسئلة. |