| Baca adını verdiğimiz Bu şeyler hakkında zerre kadar fikrimiz yoktu. | TED | لم يكن لدينا أي فكرة عن هذه الأشياء ، والتي نسميها المداخن. |
| Hayır. Bu şeyler hakkında bazı hikayeler duydum. | Open Subtitles | كلا، لقد سمعت الكثير من القصص عن هذه الأشياء |
| Bu şeyler hakkında bir grup yabancıyla konuşmak kolay olmamalı. | Open Subtitles | ليس من السهل التحدّث في غرفة مليئة بالغرباء عن هذه الأشياء. |
| Sonra bir anda çözüleceksiniz ve birbirinizle bu şeyleri konuşabileceksiniz. | Open Subtitles | وعندها جميعكم ستتحررون وتكونوا قادرين على التحدث لبعضكم البعض عن هذه الأشياء |
| Bir fırtınadan sonra, saatlerce araba kullanıp, bu şeyleri arıyoruz. | Open Subtitles | بعد العاصفة، تجوّلنا لساعات بحثًا عن هذه الأشياء |
| Bu şeylerden mümkün olduğu kadar çabuk kaçmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نبتعد قدر أستطاعتنا عن هذه الأشياء |
| Bu şeylerden uzaklaştıkça daha iyi olur. | Open Subtitles | وبعيدا عن هذه الأشياء كلما كان ذلك أفضل. |
| Eğer babaları o demir parçalarını döktüyse, bu şeyleri hepimizden daha iyi biliyor demektir. | Open Subtitles | إن وضع والدهما برادة الحديد فهذا يعني أنه يعرف عن هذه الأشياء أكثر منا جميعنا |
| Biz bu şeyleri matematiksel olarak ifade ediyoruz. | TED | نحن نعبّر عن هذه الأشياء رياضياً. |
| bu şeyleri duymuştum. | Open Subtitles | لقد سمعت عن هذه الأشياء |
| Bu şeylerden söz ediyorum. | Open Subtitles | أنا أتكلم عن هذه الأشياء |
| Bu şeylerden söz ediyorum. | Open Subtitles | أنا أتكلم عن هذه الأشياء |