| Bu sene evinizdeki Şükran Günü kutlamaları çok enteresan olacak. | Open Subtitles | تمضية عيد الشكر في بيتك سيكون شيقًا جدًّا هذه السنة. |
| Bu yıI esaslı geçecek. Vermont'ta Şükran Günü, İsviçre'de Noel... | Open Subtitles | إننا نقوم بذلك بشكل صائب نقضي عيد الشكر في فيرمونت وعطلة عيد الميلاد في سويسرا |
| Ama Şükran Günü'nü bir yerde kutlamalısın. | Open Subtitles | حسناً, عليك أن تقضي عطلة عيد الشكر في مكانٍ ما |
| şükran gününü Wichita'da geçiremem. Ailem beni bekliyor. | Open Subtitles | لن أقضي عيد الشكر في ويتشيتا لدي عائلة تنتظرني |
| Bizimkilerin evinde şükran gününü geçirmeden önce yetiştirebileceğinden emin misin? | Open Subtitles | هل انت متأكد من انك سوف تنهي هذا قبل عيد الشكر في بيت والدي؟ |
| Perşembe gelemezsin Paul, o gün zaten Şükran Günü. | Open Subtitles | لا يمكنك ذلك لأن عيد الشكر في يوم الخميس |
| Bozguna uğrarsak, Şükran Günü'nü, aç kalıp ateşin önünde brandi içerek geçiririz. | Open Subtitles | إذن لو أنَّهزمنا سنقضي عيد الشكر في شرب البراندي وجوعي أمام طَقْطَقَة النارِ. |
| Dinle, eğer başka bir planın yoksa neden bize Şükran Günü yemeğine gelmiyorsun? | Open Subtitles | إستمع، إن لم يكن لديك أيّ خطط أخرى لم لا تأتِ إلى عشاء عيد الشكر في بيتي؟ |
| Her yıl onlarda Şükran Günü yemeğine giderdim. | Open Subtitles | إنني دوماً أقضي عشية عيد الشكر في منزلهم كُل عام. |
| En azından işini erkenden bitirip eve gidebilecek ve Şükran Günü yemeğim için üzerini değiştirebileceksin. | Open Subtitles | حسناً , على الاقل قمت به مبكراً ليكون لديك الوقت لتعود للمنزل وتغير ثيابك لعشاء عيد الشكر في منزلي |
| Şükran Günü'nü seninle geçirmeyi kız kardeşimle geçirmeye yeğlerim. | Open Subtitles | انا افضل قضاء عيد الشكر في منزلك عوضاً عن منزل شقيقتي |
| Bu yıl Şükran Günü'nde evde değil miyiz? | Open Subtitles | هل لن نتناول وليمة عيد الشكر في البيت هذه السنة؟ |
| Annem ve babam Şükran Günü'nde restorana gideceğimizi söylüyor. | Open Subtitles | أمي وأبي يقولان أننا سنتناول وليمة عيد الشكر في مطعم |
| Annem ve babam Şükran Günü'nde restorana gideceğimizi söylüyor. | Open Subtitles | أبي وأمي يقولان أننا سنتناول وليمة عيد الشكر في مطعم |
| Birkaç aydır iki işte çalışıyorum yemek masam yoktu, lavabom yerlerdeydi ezikler gibi Şükran Günü'nde restorandaydık. | Open Subtitles | قضيت آخر شهور في وظيفتين ليس لدينا طاولة طعام وحوضنا على الأرض وتناولنا وليمة عيد الشكر في مطعم |
| Hava limanında bir Şükran Günü ve doğal bir hayvanat bahçemiz var. | Open Subtitles | إنه عيد الشكر في المطار و لدينا معرض الوحوش المعتاد |
| Hepimiz şükran gününü benim yerimde geçirelim. | Open Subtitles | ونستطيع جميعاً تمضية عيد الشكر في منزلي |
| Genelde şükran gününü başkentte geçirir.. | Open Subtitles | في العادة يمضي عيد الشكر في العاصمة, |