| Kulağa çok eskiymiş gibi gelebilir ama bu sadece jeolojik bir göz açıp kapamadır. | Open Subtitles | قد يبدو ذلك قديم، لكنها مجرد ومضة عينٍ جيولوجية. |
| Tüm bunlar göz açıp kapatıncaya kadar elden gidebilir. | Open Subtitles | أعني، أنَّ كلّ شيءٍ قد ينتهي في رمشة عينٍ. |
| Tek bir göz ve sivilce ile dahi kimlik belirleyebilir o. | Open Subtitles | يمكنه أنْ يحدد هويّة الشخص منْ عينٍ واحدةٍ وبثرة |
| Evet, bir şey buldum. Yarım göz. | Open Subtitles | أجل، وجدتها، أنّها هنا إنّها نصف عينٍ |
| Önce bir göz testi yapayım. | Open Subtitles | دعيني اعطيكِ إختبار عينٍ اولاً |
| Bugün İhtiyar Jackson'ın MTD için göz testini imzaladın mı? | Open Subtitles | هل سجلت "جاكسون" الرجل الكبير لإمتحان عينٍ للـ"دي إم في" الليلة؟ |
| Çünkü tüm bunlar göz açıp kapatıncaya kadar elden gidebilir. | Open Subtitles | لأنّ كلّ شيءٍ قد يختفي في رمشة عينٍ. |
| Hadi yapalım. göz bağı demek. | Open Subtitles | لنقُم بهذا عُصبة عينٍ للسيّدات |
| Interpol, fuhuş ve kaçakçılık çetesine göz kulak olmak için İngiltere'ye gönderilmiş olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | الإنتربول) يعتقدون أنه تم) إرساله إلى المملكة المتحدة لإبقاء عينٍ على شبكة الدعارة و التهريب. |